31 Ağustos 2012 Cuma

Sevginin Gücüyle Nasıl Çalışmalı - Sandra Ingerman


Sevginin Gücüyle Nasıl Çalışmalı 
Sandra Ingerman


Öğrettiğim Yeryüzü için Şifa uygulamaları dersleri sırasında mucizevi şifalanmaların parçası olduğunu öğrendiğim bir formülü paylaşıyorum. Formül şu: niyet + birlik + sevgi + uyum + konsantrasyon + odak + imajinasyon. Her öğe ile ilgili hikayeler ve örnekler veriyor ve Yeryüzü için Şifa: Kişisel ve Çevresel Toksinleri Nasıl Dönüştürmeli kitabımda hepsinin biraraya gelerek nasıl kişisel ve küresel şifalanma yarattığını anlatıyorum.  

Sevgiden bahsederken genellikle sevginin ne olduğunu anlatmak zorunda kalmayacağımı ümit ettiğimi söylerim. Şifalandıran, metotlar ve teknikler değil sevgidir.Sevg gücünün şifalanma ve dönüşüm yaratma gücü sınırsızdır. Sevgi mucizeler yaratır. 

Şimdi ortaya çıkan soru şu –sevginin ne olduğunu gerçekten anlıyor muyuz? Düşünüyorum ki hepimizin temel bir sevgi anlayışı var ve sevgiyi öğrenmek dünyaya gelmemizin nedenlerinden birisi. Tüm varlıklar sevilmek ve sevgiyi paylaşmak ister. Fakat egosu olan ve kendisini ilahi kaynaktan ayrı algılayan varlıklar olarak evrensel sevginin gerçek doğasını deneyimleyebilir miyiz?

Geçmiş ve şimdiki spiritüel öğretmenler mucizevi şifalanmalar gerçekleştirdikleri sırada gerçek sevginin içlerinden aktığı evrenin gücü ile  birlik hali içinde olmuşlardır. Evrensel sevgi anlaşılabilecek veya rasyonelize edilebilecek bir kavram değildir. Evrensel sevgi sınırları olmayan formsuz bir enerjidir.

Yaratma sürecine baktığımızda, yaradılışımıza ne kadar sevgi katıldığını deneyimleyebiliriz. Yaratıcı bizleri evrensel sevgiden yarattı.

Eğer kaynağın koşulsuz sevgisini gerçekten deneyimleyebilmiş ve bunun bizden akmasına izin verebilmiş olsaydık, bugün karşı karşıya olduğumuz hastalıklar ve güçlüklerle karşılaşır mıydık? Ve eğer sevgi gerçekten şifalandırıyorsa, rasyonel zihnimizi nasıl yoldan çekecek ve bu saf güce teslim olacağız? Bu sevgi bizim hücresel hafızamızda mevcut çünkü koşulsuz sevgiden yaratıldık. Evrensel sevgi koşulsuz ve aşkındır ve egosal anlayışımızın ötesindedir.    

Evrenden, Tanrı’dan, Tanrıça’dan, İlahi Olan’dan yardım istesek ne olur?  “Sevgine açılmama yardım ettiğin için teşekkür ederim” desek ne olur? Işıltılı bir varlıksal hale nasıl ulaşabileceğimizi anlamaya çalışmayı durdursak ve yalnızca buna açık olup sevgi deneyimi için şükranlarımızı sunsak ne olur?  

Eğer ışıltılı bir spiritüel hale ulaşmak için çok fazla çabalamış olduğunuzu hissediyorsanız belki de artık gerçek koşulsuz sevginin gücünü deneyimlemek için kendinizi açma ve teslim olma zamanı gelmiştir. Ve şifalandırmak için, yalnızca bu deneyimin içindeyken, içinden bu sevginin akabileceği bir kanal olabiliriz. 

Bahar gündönümüne yaklaştıkça, yeni ürünlerin ortaya çıkışını düşünmeye meyilliyiz. Hepimiz sevginin yeni ürünleri, çiçekleri, bitkileri, tomurcukları, sebzeleri vd. nasıl beslediğini biliyoruz. Hepimiz sevgiyle bakılan bir bahçenin diğerlerinden farkına şahit olduk. Bir bahçeye sevgi vermeye çalışıyor muyuz? Yoksa bu bir varoluş hali midir?  

Bir bebeğe sevgi vermek için çabalar mıyız? Bir aile üyesine veya hayat arkadaşımıza sevgi vermek için çabalar mıyız? Yoksa yalnızca gerçek sevgiyle bir varoluş haline mi gireriz?

Bütün bu soruları soruyorum çünkü gezegende bir hızlanma deneyimliyoruz gibi görünüyor. Ve şimdi gerçek sevginin gücünün içimizden akışını deneyimlememizin zamanıdır. Ancak bu rasyonel bir “eğitim” yolu ile öğrenilebilecek bir durum değil. Bu kuvvetin güzelliğini ve gücünü deneyimlemek için kutsallığın yardımına ihtiyacımız var.

Her güne şunu söylerek başlayın “İlahi güce, evrenin yaratıcı gücüne yaradılışımdaki sevgiyi deneyimine açılmama yardım ettiği için şükranlarımı sunuyorum”. Bunu hergün yapmaya devam edin. Küresel bir topluluk olarak buna hergün hep birlikte açıldıkça, sevgi her birimizden tekrar akarak dönüşüm ve şifalanma yaratacaktır.  

Dışarı çıkın ve yeryüzüyle bağlantınızı hissedin. Yaşam için sevgi enerjisinin zihinsel bir kavramdan tüm yaşamı, yeryüzünü ve elementleri besleyen gerçek bir enerjiye doğru evrilmesini deneyimleyin. Yere “SEVGİ” kelimesini yazın. Sevginizi yeryüzüyle paylaşın.
Bahar gündönümünde sabah kalktığınızda aynaya bakın ve yaydığınız ışığı, gözlerinizdeki parlaklığı fark edin. Kendinizi ışık saçarken algılamıyor bile olsanız, öyle olduğunuzu kabul edin. Algımız gerçekliğimizi yaratır. Işığınızı beslediğinizde sizden yayılır.

Birkaç derin nefes alın ve hem kendinize hem de yaşama olan sevginizi deneyimleyin. Kendinizi sevebildiğinizde sevginizi diğerleriyle paylaşabilirsiniz.

Ve bugün boyunca konuştuğunuz herkese gözlerinin nasıl ışıldadığını veya ne kadar aydınlık ve harika göründüklerini söyleyin. Kalbinizden nefes alın ve evrensel sevginin aracı olun. Bunları yaptığınızda neler olduğunu izleyin. Size garanti ederim ki, karşılaştığınız herşeydeki ışığı kabul ettiğiniz ve sevgiyi iletmeye istekli olduğunuz her yerde gülümsemelerden oluşan zincirleme bir reaksiyon başlatacaksınız.
Çeviri: Simin Uysal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder