18 Ocak 2013 Cuma

Sözcüklerin Gücünü Kutsama Olarak Kullanmak

Sözcüklerin Gücünü Kutsama Olarak Nasıl Kullanmalı

Sandra Ingerman

Çeviren: Simin Uysal 

Sözcüklerimizin kutsayabileceği ya da lanetleyebileceği öğretisi binlerce yıldan beri vardır. Bu öğreti tüm spiritüel geneleklerin bir parçasıdır. Düşüncelerimiz ve sözcüklerimizle kendimizi ve diğerlerini kutsayabiliriz.
Kültürümüzde çok fazla sözcük kullanmaya eğilimliyiz ve büyürken öğrendiğimiz veya şarkılarda, haberlerde, televizyon programlarında vb. duyduğumuz ifade tarzlarıyla sürükleniyoruz. Bu sözcüklerin ve ifadelerin etkisi hakkında her zaman derinlikli düşünmüyoruz.  
Sözcüklerin kutsamak veya lanetlemek için kullanılabileceği öğretisini benimsemeye başladığınız zaman durup, gün içinde kullandığınız deyişler, ifadeler ve sözcükler hakkında derinliğine düşünmek için zaman ayırmak önemlidir.   
Bu öğretiyle çalışmayı sürdürürken dinleme becerilerimin daha keskin hale gelmeye başladığını ve yavaşlayıp kullandığım sözcükleri dikkatlice seçme ihtiyacı hissettiğimi gördüm.
Bir gece bir aktörün tanıtıldığı  bir televizyon programı seyrediyordum. Kullandığı bir cümleyi çok sevdim ve sözcüklerinin içimin derinliklerine işlediğini hissettim. Büyüdüğü sırada diğer aktörleri izlerken “büyük aktörlerin içsel ışıkla parladığını” görmeye başlamıştı. Ve bu aktörün sözleri “içsel ışıkla parlayan” olan insanların gücü hakkında heyecanlandırdı.  
Bu ay boyunca üzerinizde etki yapan sözcük ve ifadeleri dinlemenizi öneriyorum. Ağzınızdan çıkan sözcükleri dinleyin ve daha fazla farkındalık getirmeye çalışın. Kullandığınız sözcük ve ifadelerin içinizdeki gerçek bir kutsama yerinden gelip gelmediğini farkedin. Yoksa iletmek istediklerinizi ve kendiniz ve diğerleri için yaratmak istediklerinizi gerçekten yansıtmayan,  alışkanlıktan gelen sözcük ve ifadeleri mi kullanıyorsunuz.  
Dostları veya sevdiklerine yeni bir fikirleri veya başlamayı istedikleri yeni bir projeyi söylemekten korkan pek çok kişi tanıyorum. Zira diğerlerinin “uçta” kabul ettiği birşeyi paylaştığımızda ilk tepkileri genellikle “Sen delisin” veya “Bu asla olmaz” şeklinde oluyor. Bu şekilde cevap verdiğimiz zaman diğer kişinin tutkusunu izlemedeki heyecanını genellikle dikkate almıyoruz. Ve desteğimiz ve şevkimizi ekleyerek enerjiyi besleyeceğimiz yerde, hayalinin gücünü ondan almış oluyoruz. İnsanlar genellikle diğerlerinin tepkisiyle “vurulmuş” hissediyorlar ve bu da sevdiğimiz ve desteklemek istediğimiz insanları lanetlememizle sonuçlanabiliyor.
Bu değişen zamanlarda manevra yaptığımız sırada, insanların ilhama ihtiyaçları var. Cesaret ve ilham enerjisini kucaklayan içsel konuşmayla kendi kendinizi kutsayabilmek istersiniz. Ve diğerlerine de ilham vermek ve sevdikleriniz kendi yaratıcı potansiyelleri ile bağlantıya geçtiklerinde onlara destek olmak istersiniz.
Dünyada iş görmek için yollar ve yeni çözümler bulmanın bir parçası da nasıl iletişim kurduğumuza gerçekten bakmaktır. Ve işin gerçeği, modern dünyada insanlar çok fazla sözcük kullanırlar ve düşündüklerinden daha hızlı konuşurlar. Bunun sonucu kendimiz, dostlarımız, sevdiklerimiz ve dünya üzerinde gerçekleşmesine niyetlenmediğimiz enerjileri yaratmaktır.   
Bu ay, yavaşlayın ve hem kendinizin hem de diğerlerinin sözcüklerini dinleyin. Düşüncenizden ve dağarcığınızdan silmek istediğiniz sözcükler ve ifadeler hakkında derinlemesine düşünün. Sizi ulaşmayı istediğiniz sonuca götürecek ifadeler hakkında derinlemesine düşünün.  
Sıklıkla “düşünce dizisi” terimini kullanırız. Bir dakika durun ve bu terimin ne anlama geldiğini bir düşünün. Düşüncelerimiz ve sözcüklerimizin dizilimlerini görmeli ve bu dizilimleri yenilerini yaratarak değiştirmeyi öğrenmeliyiz. Tüm yapım projelerinde olduğu gibi yeni bir şeyi ortaya çıkarmak çok fazla enerji gerektirir. Fakat düşüncelerinizi arzuladığınız sonuçlara odaklamayı öğrenmenin ödülleri büyüktür. Ve bu da hem kendi düşünce sürecinizde hem de sesli ifadenizde kullandığınız sözcüklere dayanır.    
Değişen Zamanlarda Nasıl Büyümeli kitabımda da yazdığım gibi, Kelt dualarını ve dileklerini sevmemin bir nedeninin, kullanılan ifadelerin bizi güçlendirmesi ve bizleri umut ve yaratabileceklerimizin sınırsız olduğu hissiyle doldurması olduğunu düşünüyorum.
Buna dair bazı örnekler şöyle olabilir:
  • Güneşin gücü sana içindeki yaratıcı ışığı anımsatsın.
  • Gece göğünün güzelliği seni hayranlıkla doldursun.
  • Derin durgun sular seni huzurla doldursun.
  • Rüzgarın esintileri sana sevinç mesajları getirsin.
  • Yeni projelerine başlarken seni kutsuyorum.
  • Küresel çemberimizde gezegen ve tüm yaşam adına birlikte sevgi ve destek içinde çalışan hepimize hayırduaları.
Yüksek bilinci kucaklayan yeni bir dünya yaratmaktan bahsederken aslında yeni bir yapı projesine bakmaktayız. Yeni birşeyi ortaya çıkarmak için enerji katmamız gerekir. Ve bu da somut olan düşünce ve sözcüklerin oluşturduğu güçlü temellerle desteklenmiş vizyonları yaratmakla başlar.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder