Tüm şamanik toplumlar ve
şamanlar hayvan ruhlarıyla bağlantımızı bilirler. Her insanın doğduğu andan
itibaren duygusal ve fiziksel sağlığını korumak için en az bir hayvan ruhunun
gönüllü olduğunu bilirler. Bu bağlantımızı fark ederek ve onu besleyerek
enerjimizin doğal akışını izleyebiliriz. Bu bağlantı modern toplumda yaşayan
çoğumuz için kaybolmuş durumda. Bizim ihtiyacımız ise bu güçle doğrudan
bağlantıya geçmek ve onu her gün bedenlerimizde besleyip hissetmek.
Hayvan ruhlarımız bizi bir
şamanik yolculukta ya da rüyalarımızda bulabilir. Onların doğasında ve bize
nasıl göründüklerinde kendi yaşamsal enerjimizin durumunu görebiliriz. Erk hayvanlarımızın şamanik yolculuk veya
rüyalarımızdaki durumu ve davranışları bize sıklıkla gündelik yaşamımızdaki durumumuza dair
ipuçları sunar.
Belirli bir hayvanla yaşam boyu
süren bir bağlantımız olduğunu da hissedebiliriz. Çevremizdekiler bunu beden
tipimizde, yaşam tarzımızda ya da güçlüklerle başa çıkma yöntemlerimizde
gözlemleyebilirler.
Bunun yanında, yaşamlarımız
boyunca diğer pek çok hayvan ruhuyla ilişki geliştirebiliriz. Bunlar belirli
zamanlarda, belirli dersler, yardımları ve armağanlarıyla gelirler ve işlerini
tamamlayıp ayrılırlar. Elbette evimizde
bize arkadaşlık eden evcil dostlarımız ya da gezilerimizde karşılaştığımız
yabani hayvanlar da bize şamanik yolculuklarımızda ya da rüyalarımızda
dostlarımız ve müttefiklerimiz olarak karşımıza çıkabilirler.
Hayvan ruhları ile ilişkimiz
hem kişisel hem de kişi-ötesidir. Bunun anlamını onlarla ilişkimizi
derinleştirdikçe öğreniriz. Bu hayvan sembolizmi ile ilgili kitapları
incelemekten fazlasını gerektirir.
Şamanik yolculuk veya rüyalar
yoluyla bir erk hayvanı ile tanışmak ve onunla güçlü ve derin bir ilişki
geliştirmek ruhumuzun kayıp parçalarından birini, kaybetmiş olduğumuz yaşamsal
enerjinin bir kısmını yerine getirmektir aslında.
Erk hayvanlarımızın
yaşamlarımızdaki önemi ve anlamını ortaya çıkarmaya başlamak ve bu enerjiyi
bedenimize katmak için onlarla karşılaştıktan sonra derhal bulunabileceğimiz
eylemler var.
1)
Hayvanın doğal alışkanlıklarını inceleyin.
Hayvanın doğal alışkanlıkları
ve özellikleri hakkında bulabildiğiniz her şeyi öğrenin. Gece mi gündüz mü
hareketlidir? Ne yer? Grup içinde mi yaşar yoksa yalnızlığı mı sever? Nasıl
avlanır? Kendini nasıl savunur? Nerelerde yaşamayı sever? Tek mi yoksa çokeşli
midir? Hangi duyuları güçlüdür? Bunları incelerken erk hayvanınızın size
yaşamsal enerjinizin akışını izlemeniz için nasıl ipuçları verdiğini de
görebilirsiniz.
2)
Hayvanın halk öykülerinde ve mitlerdeki anlatımlarını inceleyin.
Özellikle yaşadığınız yerde ve
atalarınızın yaşadığı memleketlerdeki mitolojik kültür ve halk öyküleri içindeki
yerini inceleyin. Ve kendi geçmişinizde bu hayvanla ilgili okumuş olduğunuz
kitapları, filmleri ve dinlediğiniz masalları da anımsayın. Bunu yapmak bana
genellikle sayısız ilhamlar verir.
3)
Bedeninizdeki hayvan ruhlarını besleyin ve onurlandırın.
Erk hayvanınızın bedeninizdeki
enerjisini nasıl besleyebileceğinizi düşünün. Bu hayvanın fiziksel duyularını
kullanmaya çalışın (Şahin’in keskin görüşü, Tilki’nin keskin işitme duyusu, Kurt’un
koku alma duyusu ya da Aslan’ın gür sesi). Onun sevdiği ya da en azından tolere
edebileceği yiyeceklerden yiyin.
Benim onlara teşekkür etmek için, yukarıdakilere ek olarak, izlediğim yöntemlerden biri de becerebildiğim kadarıyla resimlerini yapmak, bazen şiir yazmak ya da şarkı söylemek. Fakat en sevdiğim şey, onlara teşekkür etmek için yolculuk yapmak. Bu yolculuklarda onlara sorduğum tek bir soru oluyor: “Sana nasıl teşekkür edebilirim?”
Bilgileriniz ve yazınız çok başarılı. Tüm duyularım bir anda harekete geçti, kendimi 7 yaşlarımda buldum sanki o yaşımdaki tüm yaşadıklarım filim gibi geçti hafızamdan. Size çok teşekkür ederim, kullanmadıgım veya unuttugum hisleri tekrar uyandırdığınız için.
YanıtlaSilEsen kalın.
Gülşat.