27 Mart 2013 Çarşamba

Dönüşüm Haberleri Nisan 2013


Dönüşüm Haberleri Nisan 2013          

Sandra Ingerman

Bir şamanik şifacıyla sohbetimiz esnasında sizinle paylaşmak istediğim bir başlık gündeme geldi. İnisiyasyonlar hakkında yazdıklarıma eklemek için önemli bir konu olduğunu düşünüyorum.

Kitaplarımda ve atölye çalışmalarımda, ciddi bir hastalık tanısı konmuş bir danışan, arkadaş veya sevdiğimiz biriyle çalıştığımız sırada ortaya çıkabilecek hassas bir konuyu öğretiyorum.

Bazen bir danışan ya da sevdiğimiz bir kişi, yolculuk yapanlarınızdan ölüp ölmeyeceklerine dair bir öngörü için bir yardımcı ruha danışmanızı isteyebilirler. 

Konu şu ki, eğer bir kimseye yaşamını tehdit eden bir hastalığın tanısı konmuşsa ve iyileşmişse, şifalanmak için bir düzeyde ölecektir. Bu biçimde bir şifalanma sağlıklı bir yaşamı desteklemeyen pek çok şeye ölmeyi içerir. 

Eğer bir yardımcı ruha yolculuk yapar ve danışanınızın, arkadaşınızın veya sevdiğiniz bir kişinin ölüp ölmeyeceğini sorarsanız alacağınız cevap evettir.  Eğer bir yardımcı ruha yolculuk yapar ve danışanınızın, arkadaşınızın veya sevdiğiniz bir kişinin yaşayıp yaşamayacağını sorarsanız, alacağınız cevap evettir. Çünkü ruhumuz sonsuzdur.

Kendi uygulamamda bazen doktorun kendilerine ölümcül hastalık tanısı koyduğunu söyleyen danışanlarım oluyor. Benden genellikle danışanımın ölüp ölmeyeceğini öğrenmem için yolculuk yapmam isteniyor. 

Bu durumlarda cevabım bütünlenmeniz için gereken şifayı icra edeceğim oluyor. Şifanın bir bölümü olarak kaybolmuş ruh (can) parçalarının bedene geri getirmek için  “soul retrieval” yapıyorum. Bunu yaptığımızda ruh artık süreçteki sonraki adımlara rehberlik ederek yardımcı olmak için var oluyor. Sonraki adımın ne olduğunu bilen yalnızca ruhumuzdur. Bazı kişiler için sonraki adım fiziksel ölüm, bazıları içinse bu yaşama devam etmektir. 

Yaşam, içsel ışığımızın, ilahi doğamızın ışıyabilmesi için yaşamımızın belirli yönlerine öldüğümüz bir dizi inisiyasyondur. 

Kayıp parçalarımızı geri getirmeyi sürdürdükçe daha bilinçli bir biçimde yaşarız. Ve zamanımız geldiğinde de bilinçli biçimde ölürüz.   Anahtar, eski bilinç düzeylerine ölebilmek ve yenilerine tekrar doğabilmek için, yaşamın bize getirdiği armağanlara karşı bilinç düzeyimizi yükseltebilmek için bütünüyle burada bulunmaktır.   

Yaşamlarının son basamağında olan insanlarla çalışan yardım odaklı meslek sahipleri genellikle ölümle yüzleşmekte olan insanların nasıl ışıldadıklarını belirtirler. Bunu tanıdığım kişilerde defalarca gördüm. Beden çöktüğü sırada yayılmakta olan ışık son derece güzel ve hayranlık vericidir.

Ayrıca insanların, yaşamda, eskinin büyük bölümünün geride bırakıldığı ölüm deneyimleri yaratan inisiyasyonlardan geçerken aynı parlak ışığı yaydıklarını da görüyorum. Ölüm yeni bir şeyin doğmasına yol açar. Bir tür yaşam parçalanması yaşayan insanlar geriye yenilenmiş ve tazelenmiş hissederek dönerler. Hepimiz hamile bir kadının nasıl parladığını biliriz. Biz de daha derin ve daha bilinçli yönlerimizi doğururken aynı şekilde parlarız. 

Ölüm ve doğum süreçlerinin tümü bizi ilahi ışığın parladığı daha derin bir ruhsal düzeye götürür.

Geçen yıl, kalp kırıklığının nasıl kalplerimizi genişleterek, koşulsuz sevginin araçları haline gelmemizi sağladığı hakkında yazmıştım. Koşulsuz sevginin kişisel sevginin nasıl ötesinde olduğunu yazmıştım. Koşulsuz sevgi, kişilere ya da yaşam koşullarına bağlı olmayandır. Yaratıcının saf sevgisidir ve hem bizim hem de dünyanın yaradılışına katılmış olan sevgidir. 

İçsel Dünyamda da sevincin aynı koşulsuz özelliğe sahip olduğunu deneyimlemeye başladım.

Gerçek sevinç, sağlık, refah ve huzurun içimizde olduğunu ve spiritüel uygulamamızın anahtarının zengin bir İçsel Dünya yaratan içsel bahçemizi yetiştirmek olduğunu yazmaya ve öğretmeye devam ediyorum.

Kendi öğrenmem gerekenleri yazıyor ve öğretiyorum. Ve yaşamım da öğretilerimde paylaştıklarımı uygulamaya gerçekten adanmıştır. Yaşamım boyunca o gerçek içsel sevinç hissini ararken güçlüklerle karşılaştım.

Ve o içsel sevinci deneyimlemedeki engelimin sevinci dışsal dünyadaki koşullara bağlamam olduğunun farkına vardım. Fakat spiritüel bakış açısından sevinç koşulsuzdur. Sevinç, kişisel arzuların ötesindedir. Koşulsuz sevinç basitçe yaşamın kendisi için duyulan sevinçtir.  Bu maddi dünyaya yaşam sevincini tümüyle deneyimlemek için doğduk.  Ve yaşam sevincini koşulların ötesinde deneyimlemek için olan orijinal arzumuzla bağlantıya geçtiğimizde, koşulsuz sevgi gibi koşulsuz sevinci de deneyimleriz. Bu, huzur ve refahın spiritüel tanımları için de geçerlidir. Zira İçsel Dünyamızda kucakladığımız bu özelliklerin dışsal koşullarla hiçbir bağlantıları yoktur.

Dolunay 25 Nisan’da. Haydi içimize yolculuk edelim ve hem tüm yaşam için koşulsuz sevgiyi hem de hayatta olmanın koşulsuz sevincini deneyimleyelim. Son derece güçlü olan bu ilahi ışık, sevgi ve sevinç yerinden dünya gezegenini sarıp sarmalayan parlak bir ışık ağı örmeyi sürdürelim. 

Küresel çemberimizdeki herkes için transfigürasyon çalışmamızı sürdürelim.

Dönüşüm Haberleri’ni okumaya yeni başlayanlarınız dolunay seremonimizin detayları için lütfen “
İnsanlardan Oluşan bir Işık Ağı Yaratmak”  yazısını okuyabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder