Sandra Ingerman
Son
birkaç ayın yazıları oldukça zengin ve yaşamınıza entegre etmeniz için
öğretiler ve uygulamalarla doluydu. Yıllar önce yazdığım gibi, Dönüşüm
Haberleri’ni yazmada dalgalı bir seyir içindeyim. Bazen yazacak hiçbir şeyim
kalmadığını hissediyorum. Bazen belirli öğretileri tekrar ediyorum. Sonra,
sessiz periyotlarıın ardından, paylaşmak için tutku duyduğum yeni öğretiler
ortaya çıkıyor.
Son
birkaç ayda yazdıklarımın hazmetmek için pek çok şey içerdiğini hissediyorum. Lütfen
son birkaç sayıyı yeniden okumaya zaman ayırın ve paylaştığım öğretilerden
hangilerinin kalbinize ve ruhunuza hitap ettiği üzerine derinlemesine
düşünün. Lütfen size uyan yeni
öğretiler ve uygulamaları günlük yaşamınıza entegre ettiğinizden emin olun ki
sonuçta yaşam kalitenizin iyileştiğini hissedebilesiniz. Bilinciniz değiştikçe
bu tüm yaşam ağına dokunur ve yaşam ağı boyunca yankılanır.
Yıllar
boyunca, doğada yürüyüş yaparken almış olduğum ilhamlar, öğretiler ve şifa
hakkında yazdım. Santa Fe şehir merkezinin birkaç kilometre dışında yaşıyorum.
Evimin aşağısında, iki yöne doğru millerce uzanan kuru bir nehir yatağı var.
Santa Fe’de arazinizi çitle çevirmek, isteyen herkesin tüm nehir yatağı boyunca
yürüyebilmesi için, yasak.
Yaşadığım
yerde pek çok ev olmasına rağmen, kuru nehir yatağına girip yürümeye
başladığınızda çevredeki evleri göremezsiniz. Doğaya kolayca gidebileceğiniz ve
sizi çevreleyen kalabalığın farkına varmayacağınız bir yerde yaşamak gerçekten
büyük bir armağan.
Bu
kurumuş nehir yatağında, evimde oturduğum onsekiz yıldır yürüyüş yapıyorum.
Bazen burada yalnızca egzersiz yapmak amacıyla, zihnimi serbest bırakarak, koşu
yapıyorum. Ve burada yaşayan bitki ve ağaçların zenginliğiyle gerçekten
bağlantı kurarak yavaşça yürüdüğüm zamanlar da oluyor. Kuru nehir yatağını
çevreleyen ardıç, çam ve kavak ağaçları var. Bu ağaçların pek çoğunu tanıdım ve
yıllar boyunca bazılarıyla öylesine derinden bağlantı kurdum ki, artık onları
gerçekten dostum olarak adlandırıyorum. Bazen hava durgun ve sessizken bile,
belirli ağaçlara yaklaştığımda beni selamlarcasına yaprakları hareket ediyor.
Yaşlı
ve muhteşem bir çam ağacı var ve soğuk, sıcak, rüzgar ve elbette kuraklık gibi
aşırı uç iklim değişimlerinde bile büyümeye devam ediyor. Ağacın yanına
yaşlılar için konmuş bir de bank var ve üzerinde “yaşlılar için” yazılı
minderleri de var. Bu ağaç, çevre sakinlerinden oldukça fazla sevgi ve saygı
görüyor.
Bazı
ağaçlar için endişeleniyorum. Onların biraz zorluk çektiklerini görebiliyorum.
Onlara zorluk ve hastalık yansıtmamak için çalışmamı yapıyorum. Onları ilahi
ışıkları içinde görüyorum ve genellikle gövdelerine dokunuyorum, kabuklarını
derinden hissediyorum ve sevgi ve ışık yayıyorum. Ve nehir yatağında son derece
odaklanmış durumda yürüdüğüm ve bu sırada tüm ağaçları ilahi ışıkları içinde
algıladığım zamanlar da oluyor.
Duygusal
veya fiziksel olarak iyi hissetmediğim ve ağaçlardan beni kutsallığım içinde
görmelerini istediğim zamanlar da oluyor. Doğa akıllıdır ve bizi tanır. Bununla
ilgili olarak daha önce yazmıştım.
Sorularım
veya endişelerimle nehir yatağında yürürken, doğanın bana işaretler göstermeyi
sürdürdüğünü fark ediyorum. İşaretlerle/yoralarla çalışmayı seviyorum zira bu
evren tarafından daima bize ne kadar destek verildiğini deneyimlemenin bir
yolu. Evren, yardımcı ruhlar ve doğanın
kendisi, bize daima yaşamdaki yolumuzu aydınlatan işaret levhaları sağlar.
Duyularınızı
canlandırma konusunda Eylül sayısında yazdıklarımı uyguladıkça size gösterilen
yora ve işaretlerin farkına daha çok varacaksınız.
Bu
sitenin ana sayfasında “Yoralarla Nasıl Çalışılmalı” başlıklı makalemi
bulabilirsiniz. Eğer
bu çalışmayı yaşamınıza katarsanız yaşamın sihrini yeniden hatırlayacağınıza
size söz veriyorum.
Özellikle
zor zamanlardan geçerken rehberlik için
nehir yatağında dua ederek ve ağlayarak yardım isteyerek yürüdüğüm
zamanlar da oldu. Ve daima evrenin beni
dinlediğini ve bana yardım gönderdiğini
gösteren olağan dışı işaretler alırım.
Böyle
olağan dışı işaretler aldığım iki olayı sizinle paylaşmak istedim.
Uzun
yıllar önce, spiritüel topluluğum aracılığıyla bağlantıda olduğum biri ile
güçlükler yaşıyordum. Bu güçlüğe odaklanarak yürüyüş bandının üzerinde
yürüyordum. Bana nehir yatağında yürümemi ve orada bir işaret göreceğimi
söyleyen çok net bir mesaj işittim.
Bunun
üzerine yürüme bandını durdurdum, kumda yürüyüş yapmaya uygun bir çift ayakkabı
giydim ve yürümeye başladım. Yaklaşık 10
dakika yürüdükten sonra, bir şahin ağaçların arasından bana doğru uçtu ve
kanadıyla başıma vurdu. Sonra, onun hemen arkasında uçan bir sinekkuşu aniden
aşağıya doğru uçtu ve o da kanadıyla başıma vurdu. Daha sonra ikisi birden
yanyana aynı dala kondular ve bana sonsuzluk gibi gelen bir süre içinde bana
bakmaya başladılar. Dakikalar sonra yeniden yürümeye başlayıncaya dek
hiçbirimiz kıpırdamadık. Bir şahin ve sinekkuşunun aynı dala yanyana konduğunu
ve hareket etmediklerini hayal edebiliyor musunuz? İnanılmazdı.
Verilmiş
mesajı anlamam bayağı zaman aldı. Yora ve işaretleri yorumlamak her zaman kolay
olmuyor. Fakat zaman içinde mesajı anladım. Şahin ve sinekkuşunun ortaya
çıkışları olağanın ötesinde olduğu için zaman zaman kendimi bu yürüyüş hakkında
düşünürken bulurum.
İki
yıl önce, o zaman 97 yaşında olan babamın bakımıyla ilgili gerçekten büyük
güçlükler yaşıyordum. Duygusal olarak yapabileceğimin ötesinde hissettiğim
kararlar almak zorundaydım. Bakımevi beni bazı düzeylerde destekliyordu. Fakat
karşı karşıya olduğum belirli kararları veremezlerdi.
Bir
gün nehir yatağına gittim. Ağlıyor ve yardım ve bir işaret için dua ediyordum.
Nehir yatağına gittiğim o gün, soğuk ve yağmurlu bir Ekim günüydü.
Eve
döndüğüm sırada yürüyüş botlarımın üzerine bir yılan yavrusu tırmandı. Gördüğüm
şeye inanamadım. Dikkatim o denli dağılmıştı ki düzgün düşünemiyordum. Bir
solucan ya da diğer bir doğa varlığı olup olmadığını anlamak için eğildim. Bir
yılandı. Ekim ayı kesinlikle yılanların doğduğu bir ay değildir. Ve bir yılan,
soğuk ve yağmurlu bir günde dışarı çıkmaz. Ama kanlı canlı oradaydı. Bunu inkar
edemezdim.
Bu
yora, benim için bir şeyin değiştiği ve dönüştüğü anlamına geliyordu. Bunu
ölüm/yeniden doğuş için gerçek bir işaret olarak almıştım. Babam gerçekten de
ben bu işareti aldıktan kısa bir süre sonra inanılmaz bir huzur içinde öldü. Tüm
ailem için bir yeniden doğuş ve dönüşüm olmuştu.
Nehir
yatağındaki yürüyüşlerimin bana getirdiği armağanlar hakkında derinlemesine
düşündüğümde, bu yerin ruhuyla sürdürdüğüm düzenli ilişkinin bana yaşam
yolculuğumda yardımcı olan pek çok işaret sağladığını güçlü bir biçimde
hissediyorum. Aynı yolda yalnızca düzenli olarak yürümekle kalmayıp, ayrıca her
zaman bu alanda canlı olan herşeye saygı içinde ve onları onurlandırarak
yürürüm.
Dünyalar
arasındaki perdeyi kaldıran derin ve güçlü bir alan yaratan şeyin buradaki doğa
varlıklarıyla geliştirdiğim ilişki olduğuna inanıyorum. Görünmez alemlerin yardımı bana rehberlik
için ulaşabiliyor ve ne kadar sevildiğimi ve desteklendiğimi bilmemi
sağlıyor.
Her
zaman kapıdan çıkıp doğanın içinde millerce yürüyebileceğim bir yerde
yaşamadım. Brooklyn’de büyüdüm ve her gün evimin dışındaki ağaca şarkı
söylerdim. Onunla her gün konuşurdum. Ve ağacın da benimle iletişim kurduğunu
hissederdim.
Ayrıca,
doğada en sevdiğim yürüyüş yollarının olduğu, karşılıklı sevgi ve destek
duygusu yaşadığım doğa varlıklarıyla güçlü bir ilişki geliştirdiğim San
Francisco’da da yaşadım.
Anlatmaya
çalıştığım şey, nerede yaşarsanız yaşayın, ister şehir ister kırsal bir çevrede,
doğayla karşılıklı destekleyici bir ilişki geliştirebilirsiniz. Yaşadığınız
yerde yürüyüş yapabileceğiniz parklar vardır. Her gün sevginizi yayabileceğiniz
bir ağaç ya da bitki de olabilir. Onurlandırmaya devam edebileceğiniz,
üzerinizde gök, altınızda toprak var. Gündelik yaşamınıza devam ederken toprak,
hava, su ve güneş olarak adlandırdığımız varlıkları onurlandırabilirsiniz.
Nerede yaşadığınız farketmez.
Doğa
size cevap verecektir. Yaşamınız değişecek. Yolunuzu aydınlatmaları ve her şeyin
içinde yaşayan ruh tarafından fark edildiğinizi, desteklendiğinizi ve
sevildiğinizi bildirmek için size verilen işaretleri fark ettikçe evrenle
ilişkiniz değişecek. En önemlisi, doğayla olan ilişkiniz ruhunuzu dolduracak.
Nehir
yatağındaki yürüyüşlerimde ve evren bana bir işaret vermeye çalıştığı
zamanlarda diğer yerlerde yaptığım doğa yürüyüşlerinde şahin, yılan ve
sinekkuşu beni sıkça ziyaret ederler. Sizi kim ziyaret ediyor? Rüzgar bana bazı
güçlü mesajlar getirir ve yaşamımda rehberliğe ihtiyaç duyduğumda rüzgar ve
meltemlerle taşınan mesajlara güvenirim.
Bir
park, doğada bir yer bulun ve her gün doğayla bağlantı kurun. Doğayla bir
ilişki geliştirirken, evrenin sorularınızı, güçlüklerinizi ve dualarınızı nasıl
yanıtladığını fark edin.
Dolunay
18 Ekim’de. Ayla olan ilişkinizi derinleştirerek yazdıklarımı kendinize
katabilirsiniz. Ay sizi tanır. Ayı onurlandırın, dışarı çıkın ve aya şarkı
söyleyin ve döngülerinizin ayın döngülerinden nasıl etkilendiğini ve onlara
uyum sağladığını öğrenin.
2000
yılından bu yana her ay tekrarladığımız İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratma
seremonimize ayın nasıl katıldığını farkedin. Kutsal alan yaratmak için
çalışmanızı yapın ve yükselmiş bilince geçerek küresel topluluğumuzdakilere
katılın. Görünüşünüzün ötesinde kim olduğunuzu – saf ruh, saf ışık –
deneyimleyin. Ve o ışığı yeryüzünün tamamına ve içine yayın.
Dönüşüm
Haberleri’ni okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimizin detayları için
lütfen “İnsanlardan
Oluşan Bir Işık Yaratmak” başlıklı yazıyı
okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder