Dönüşüm Haberleri Haziran 2015 - Sandra Ingerman
Çeviri: Simin Uysal
Çeviri: Simin Uysal
Mayıs ayı Dönüşüm
Haberlerini Nepal’deki deprem ve Baltimore’daki olaylardan önce yazmıştım.
Spiritüel çalışmanızı yaptığınıza ve bunlardan etkilenmiş olan yerler, insanlar
ve doğa varlıklarına ışığınızı yaydığınıza inanıyorum. Spiritüel çalışmamızda
odağımızı muhafaza etmek çok önemli!
İnsanları güçlüklerle
dolu olayların içinde seyrettiğimizde onlara acıma noktasına geçmek çok
kolay. Ve çalışmamızın en önemli
anahtarı diğerlerine zayıflık ve acıma yerine kuvvet yansıtmak. Ve diğer bir
anahtar da farklı olaylardan etkilenen herkesi ve her şeyi ışık içinde görecek
biçimde algımızı değiştirmek. Farkındalığı değiştirmenin ve gerçek şifa
sağlamanın anahtarı bu.
Aynı zamanda, dünyanın
dört bir yanındaki insanlar ve canlı varlıkların güçlüklerle karşı karşıya
olduğunu hatırlamak da çok önemli. Bunların
hepsi medyada yer almıyor. Dünyamızın yapısının çözüldüğü bir zamandayız.
İnsanların birbirlerine, tüm yaşama ve Yeryüzü’ne karşı davranışları onurdan,
saygıdan, tüm yaşamın değerli olduğu ve tüm canlıların yaşam ağına katkısı
olduğu anlayışından uzak.
Bildiğimiz yaşam tarzı
çözülmeye ve dağılmaya devam ettikçe güçlükleri görmeyi sürdüreceğiz. Fakat
bizim için anahtar, ümidimizi kaybetmemek ve hem kendi bilincimizi hem de
topluluklarımızdaki insanların bilinçlerini yükseltmek için spritüel
çalışmamızı yapmayı sürdürmek. Yalnızca
acı ve kederi gören egonun gözleri yerine ruhun gözleriyle bakmayı
sürdürmeliyiz. Olağan gözlerimizle görebildiklerimizin ötesinde meydana gelen
pek çok şey var. Ve spritüel çalışmamıza odaklanarak, her şeyin mümkün olduğu
yeni bir bakış açısıyla görmeyi öğreneceğiz.
Geçen ay İsis ile
birleşerek çalıştığım grupla onun bilgelik ve şifasını paylaşma olanağı buldum.
İsis’in mesajlarından
bazıları yalnızca çalıştığım grup için değildi ve onları sizlerle de paylaşmak
isterim.
İsis, güçlü bir biçimde,
dünyada ya da yaşamınızda sizi tetikleyen bir şey olduğunda kendinize dönmenizi
ve kendi kendinize “seni seviyorum” cümlesini tekrarlamanızı söyledi. Kendinize
daha çok sevgi gösterdiğinizde çevrenizdeki dünya da daha çok değişir.
Isis’in paylaştığı diğer
öğretilerden biri de insanoğlunun doğayı kontrol ve manipüle etmeye ve
tanımlamaya çalışmış olduğu. İsis, nasıl yardımcı olabileceğimiz ve hizmet
edebileceğimiz ile ilgili sorular sormamızın kontrolün bir çeşidi olduğunu
paylaştı. Çünkü bu soruların yapılandırılmış, biçim verilmiş cevaplara
yönlendirdiğini ve sormanın da alınan cevapları kontrol etmeye çalışmanın bir biçimi
olduğunu paylaştı. Bazılarınız için,
nasıl yardım edebileceğinize dair sorular sormanın kontrolün bir biçimi
olduğunu anlamanın zor olduğunu biliyorum. Bu üstü kapalı, ince bir kontrol
biçimi. Fakat bu oturup üzerinde
düşünmek için ilginç bir konu.
İsis, şamanik yolculuk ve
meditasyonlarınızda soru sormayı bırakmanın zamanı geldiğini söyledi. Fakat
Yeryüzü’nün gerçekte paylaşmak istediği şeyi duyabilmek için derin dinlemenin
ve “olmanın” da zamanı geldiğini söyledi. Çünkü yardımcı ruhlarımız ve
Yeryüzü’nün gerçekten paylaşmaları gerekenleri dinlemek yerine cevaplarını
istediğimiz sorular soruyoruz.
Ve İsis bunların yanında,
parçalanan ve dağılan yapılardan yeni ve sağlıklı yapılar yaratamayacağınızı da
hatırlattı. İsis, yaşamı sağlıklı biçimde
destekleyen yeni formlar yaratabilmek için biçimin olmadığı aleme geri dönmemiz
gerektiğini söyledi. Bunun anlamı, rüya
görme çalışmamıza biçim dünyasının ötesine geçerek odaklanmak ve yaşamak ve
olmak için yeni biçimler düşlemek.
Rüyayı değiştirmemizin yolu bu.
Lütfen bu ay İsis’in
paylaştığı bu bilgeliğe odaklanmak için zaman ayırın. Şimdi kendimizi
çalışmamıza vermemizin ve spritüel çalışmamıza ve gezegende oluşabilecek ve
meydana gelecek olumlu değişim ve gelişim olanaklarına koyduğumuz sınırları
aşmanın zamanıdır Yeryüzü ve yardımcı ruhlarla birlikte ortaklaşa çalışıyoruz. Yalnızca yeni algılara ve çalışmanın yeni
yollarına açık olmamız gerekiyor.
Dolunay 2 Haziran’da.
Dolunay, tüm yaşam için güzel bir rüyanın var olması için odaklanma becerimizi
güçlendiriyor. Kendimizi çalışmamıza gerçekten vermemiz gerekiyor. Dolunayın spritüel
çalışmanızı ve uygulamalarınızı güçlendirmesine izin verin.
Haydi, küresel bir
topluluk olarak insanlardan oluşan bir ışık ağı yaratmak için bir araya
gelelim. Hazırlık çalışmanızı yapın ki ruh için içi boş bir kemik haline
gelebilesiniz. İçinize yolculuk yaparak, bedeninizden öte ruh olan kimliğinize
gidin. Parlayan ilahi bir ışıksınız. Dünyada bir ışık olun. Gezegeni ve tüm
yaşamı ışık olarak ve ilahi mükemmelliği içinde algılayın. Haydi içsel ilahi
ışıklarımızı, içsel gün ışığımızı birleştirerek Yeryüzü’nde bir ışık ağı örmeyi
sürdürelim.
Dönüşüm Haberleri’ni
okumaya yeni başlayanlar lütfen ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan bir Işık Ağı
Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.
Yine yeni bir mevsime
giriyoruz. 21 Haziran’da gün dönümünü kutlayacağız. Kuzey Yarıküre’de yazı ve
Güney Yarıküre’de kışı karşılayacağız. Doğada ve yaşamlarımızda yeni bir döngü
başlıyor.
Mevsim değiştiğinde
Yeryüzü, değişim ile birlikte akmak ve ahenk içinde olmamız için içsel
döngümüzü nasıl değiştirmemiz gerektiğinin bilgisini bizimle paylaşır. Bu, İsis’in
mesajını hayatınızla bütünleştirmek için güçlü bir zaman. Elementlerle birlikte
olmak için zaman ayırın. Toprağa uzanın ya da ayaklarınızla basın. Rüzgârları
dinleyin. Yaşadığınız yerdeki su ile birleşin. Güneşin gücünü içinize çekin.
Yalnızca olun ve bedeninizin doğayla uyumlaşmasına izin verin. Doğayla
bağlantılı değilsiniz. Doğa sizsiniz. Yeryüzü’ne neye ihtiyacı olduğunu
sormayın, yalnızca Yeryüzü’nün sizinle paylaşmak istediği rehberliğe kulak
verin.
Ve İsis ayrıca eski
formlardan yeni formlar yaratamayacağımızı da paylaştı. Rüya görme çalışmamızın
güçlü olabilmesi için formsuzluğun alanına yolculuk yapmamız ve tüm
duyularımızı kullanarak yeni formlar ve doğması için yeni düşler yaratmaya
başlayabiliriz. Çalışmanızı yapın. Şamanik kültürlerde, tüm yaşam için güzel
bir düş düşlemek topluluğun her bir üyesinin sorumluluğu idi. Bir rüyacı olun.
Gün dönümünü kutladığımız
bu güçlü zamanda, kendiniz, tüm yaşam ve Yeryüzü için güzel bir düş düşleyin.
Haydi, hep birlikte
topluluğumuzdaki herkese sevinçli bir gün dönümü dilemek için bir araya gelelim‼
Topluluğumuzdan esin
verici öyküler:
Aşağıda Kevin’in bize
esin vermesi için paylaştığı öyküsü var:
“Almak ve vermek gündelik varoluşumun bir parçası
olmasına rağmen bazen kendimi unutuyorum. Bu yüzden günüm olumsuz geçebiliyor.
Günümün olumlu olması için yapmam gereken tek şey köpeğimle birlikte uzun bir
koşuya çıkmak. Doğayı ve doğadaki hayvanları gözlemleyerek aydınlatıcı pek çok
şey öğreniyorum. Gününüz ışıkla dolsun”
Aşağıda Sylvia’dan harika bir paylaşım var:
“Doğayı daima sevdim. Bunun nedeni belki de küçük bir kızken babamla
birlikte balığa çıkmamız, ormanda ahşap bir kulübede kalmamız ve canım
çektiğince gölde kürek çekmemdir. Doğa beni dengeler ve öğretmenlerimden
biridir.
Geçtiğimiz iki yılda zamanımı nerede ve nasıl geçirdiğim ve inandığım şeylerin ne olduğu gibi, her şeyi gözden geçirmemi gerektiren bir dönemden geçtim. Bir noktada fotoğraf makinemi elime aldım ve doğada olduğum sırada karşıma çıkanları fotoğraflamaya başladım. Benim için bu bağlantının en saf haliydi. Ruhla bağlantı kurmak ve rüzgâr, güneş, toprağın ve suyun biçimleri şeklinde doğadaki elementleri deneyimlemek için bir fırsattı. Yalnızca ben ve ruh vardık.
Gün doğumları ve batımlarının daima değişen güzelliğini huşu içinde seyrettim. Ve kısa zaman içinde ruhun beni armağanlara boğduğu ortaya çıktı - bulutlar nesneler ve resimler oluşturuyor, güneş ve bulutlar sıklıkla kilometrelerce uzayan ışık huzmelerinin görüntüleriyle bana armağan oluyordu. Bu bağlantı gerçekti ve ilginç olan da şuydu ki gün doğumu ya da batımı yaklaştığında gökyüzünün nasıl bir biçim alacağına dair tüm tahminlerim daima yanlıştı. Bana şimdide var olmak öğretildi ve gün doğumları ve batımlarının güzelliği ile her şeyin içindeki güzelliği takdir edişim derinleşti.
Doğa ile bu bağlantım benim en değerli spritüel uygulamam haline geldi ve adeta ruh fotoğraf lensinin yakalaması için bir ressam gibi resimler sunuyormuşçasına, fotoğraflarımın da farklı bir niteliği var. Bu zamanlar benim için, yeni olasılıklarla dolu bir günü karşılamak ve biten günün adından ardından şükranlarımı sunma haline geldi. Doğanın ışıklarının güzelliğiyle fiziksel olarak yıkandığımı hissettiğim zamanlar oluyor. Bu sürekli derinleşen bir bağlantı ve bu dünyada bombardımanına tutulduğumuz olumsuzluktan ağır basıyor.”
Geçtiğimiz iki yılda zamanımı nerede ve nasıl geçirdiğim ve inandığım şeylerin ne olduğu gibi, her şeyi gözden geçirmemi gerektiren bir dönemden geçtim. Bir noktada fotoğraf makinemi elime aldım ve doğada olduğum sırada karşıma çıkanları fotoğraflamaya başladım. Benim için bu bağlantının en saf haliydi. Ruhla bağlantı kurmak ve rüzgâr, güneş, toprağın ve suyun biçimleri şeklinde doğadaki elementleri deneyimlemek için bir fırsattı. Yalnızca ben ve ruh vardık.
Gün doğumları ve batımlarının daima değişen güzelliğini huşu içinde seyrettim. Ve kısa zaman içinde ruhun beni armağanlara boğduğu ortaya çıktı - bulutlar nesneler ve resimler oluşturuyor, güneş ve bulutlar sıklıkla kilometrelerce uzayan ışık huzmelerinin görüntüleriyle bana armağan oluyordu. Bu bağlantı gerçekti ve ilginç olan da şuydu ki gün doğumu ya da batımı yaklaştığında gökyüzünün nasıl bir biçim alacağına dair tüm tahminlerim daima yanlıştı. Bana şimdide var olmak öğretildi ve gün doğumları ve batımlarının güzelliği ile her şeyin içindeki güzelliği takdir edişim derinleşti.
Doğa ile bu bağlantım benim en değerli spritüel uygulamam haline geldi ve adeta ruh fotoğraf lensinin yakalaması için bir ressam gibi resimler sunuyormuşçasına, fotoğraflarımın da farklı bir niteliği var. Bu zamanlar benim için, yeni olasılıklarla dolu bir günü karşılamak ve biten günün adından ardından şükranlarımı sunma haline geldi. Doğanın ışıklarının güzelliğiyle fiziksel olarak yıkandığımı hissettiğim zamanlar oluyor. Bu sürekli derinleşen bir bağlantı ve bu dünyada bombardımanına tutulduğumuz olumsuzluktan ağır basıyor.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder