Simin Işık Uysal
Şamanik yolculuk yapmak
için ilk olarak bilinç durumunuzu değiştirmeniz gerekir. Peki bunu nasıl
yapacaksınız? Yerli şamanik toplumlar, yakın çevrelerinde kolayca bulunan ne
varsa onu kullanırlar. Yani çölde yaşayan bir topluluk ile cangılda yaşayan bir
topluluk durumlarını değiştirmek için farklı araçlar kullanır. Kabile
toplumlarında şamanlar bilinç durumlarını değiştirmek için pek çok teknikten
faydalanırlar. Nefes kontrolü, oruç tutmak, uykusuz kalma, vizyon arayışları,
dans etmek, şarkı söylemek ve bazı kültürlerde çevrelerinde bulunan psikotropik
bitkileri tüketmek bunlar arasındadır. Diğer yandan, pek çok kültürde şamanın
bilinç durumunu değiştirmek için yaygın olarak bir vurmalı çalgı, özellikle de davul
kullanılır. Kullanılan diğer çalgılara örnek olarak, Avustralya’da
didgeridooları, birbirine vurularak kullanılan çubukları, çıngırakları, kaynana
zırıltısını, Orta Asya Bön Po şamanlarınca kullanılan zilleri de verebiliriz.
Orta Asya halklarında, şamanın yolculukları için
kullandığı temel araç davuldur. Davulun Şamanizm kültüründe yadsınamayacak bir
yeri vardır. Buryatların, günümüzde halen kullanılan şaman davulunun nasıl
oluştuğu hakkında muhteşem bir öyküsü vardır... Şimdi sizinle o öyküyü
paylaşmak istiyorum...
İlk Buryat şamanı çok becerikli ve gözüpektir. Zengin
fakat çocuğu olmayan bir aile şamana başvurur. Şaman da, ailenin çocuk sahibi
olması için Tanrı ya da ruhlara başvurmaktansa, çocuğu kendisi yaratır. Göktanrı, bir gün kanatlı habercilerini,
neler olup bittiğini öğrenmeleri için aşağıya, dünyaya yollar. Haberciler, çok
güzel bir erkek çocuğun doğmuş olması dışında verecek bir haberleri olmadığını
söylerler. Göktanrı, böylece ilk şamanın tanrılardan çekinmeden bir çocuk
yarattığını anlar. Bunun üzerine çocuğun canını alıp getirmeleri için
habercilerini yeniden aşağı yollar. Haberciler,
çocuğun canını alır ve Tanrı’ya götürürler. Tanrı, canı alır, bir sineğe dönüştürür ve bir
şişeye koyarak ağzını da başparmağı ile kapatır. Hasta yatan çocuğun ailesi şamana başvurur.
“At” olarak adlandırdığı davulu ile şaman, çocuğun kaybolmuş canını bulmak için
Aşağı ve Orta Dünyalarda dolaşır. Aradığını buralarda bulamayınca, bu sefer
daha önce gitmediği kadar uzağa, Yukarı Dünyalara gider. Orada Tanrı’yı elinde
içinde çocuğun canının olduğu şişeyle görür. Tanrı’ya canı geri vermesi için
yakarır ama alamaz. En gözüpek şamanın bile pes edeceği bu durumda bile geri
dönmeyi, başladığı işi yarım bırakmayı kabullenmez. Kendisini bir eşekarısına dönüştürür ve
Tanrı’yı alnından sokar. Acı ve şaşkınlık içindeki Tanrı, elini alnına götürmek
için şişeyi bıraktığı anda şaman çocuğun canını şişeden kapar ve dört nala
köyüne geri giderek çocuğun canını bedenine yerleştirir. Çok sinirlenen Tanrı, şamana
bir yıldırım gönderir. Yıldırım davula isabet eder ve onu ikiye ayırır. Bugün
bildiğimiz şaman davulu işte o günden kalmadır.
Şamanik yolculuk ritmi müzik değildir. Saniyede dört ila
yedi sabit vuruşla çalınan monoton bir ritmdir. Bu vuruşlar zihinsel konuşmayı
sessizleştirerek bize, konsantrasyonu sağlamaya yardımcı olan bir odaklanma
sağlarlar.
Araştırmacılar bunu beyin dalgalarımızın sese verdiği tepki olarak açıklar.
Uyuduğumuz sırada, rüya görürken beynimiz delta durumundadır ve saniyede 1 ila
3 hertz arasında sinir sinyali ateşler. Uyanık fakat dinlenir durumdayken ise
Alfa durumuna geçer ve sinir sinyalleri de saniyede 8 ila 13 Hertz arasındadır.
Gündelik hayatlarımızda işlerimizi yaptığımız, konsantre olarak çalıştığımız
zamanlarda ise Beta durumundayızdır ve beynimiz de 13 ila 20 Hertz arasında
sinir sinyali ateşlemektedir. Gün içerisinde beynimizin sol yarısı, temel
olarak beta dalgalarında işlev görürken, duygusal ve sezgisel işlevlerimizin
merkezi olan sağ yarısı alfa durumundadır. Gün içerisinde, çalışma ve dinlenme
zamanlarında genel olarak beynimizin bu iki yarısında gider geliriz.
Alfa ile beta durumu arasında ise, beynin 4 ile 7 Hertz arasında sinyal
ateşlediği teta durumu bulunur ki bu durum uyku ile uyanıklık arasındaki
rüya benzeri imajlarla ilişkilidir. Teoriye
göre, şamanik davul ritmi sırasında beyin dalgalarımız ritime uyarak bizi,
bazılarının “sonik sürüş” adını verdiği teta durumuna sokar. Burası imajların
aktığı alandır.İşte tam da burası, görünen ve görünmeyen dünyalar arasındaki gizemli bölgedir.
Şamanik yolculuk için
davul ritminden faydalanmak son derece pratik ve işe yarayan bir yol. Atölye
çalışmaları sırasında, daha önce hiç şamanik yolculuk deneyimi olmayan katılımcıların,
davul ritmi yardımıyla yapılan daha ilk yolculuktan bile yararlı sonuçlar
alarak döndüklerini görüyorum. Şamanik yolculuk yapmak, rüya görmek ya da hayal
kurmak gibi doğal bir şey ve herkes yolculuk yapabilir. Başarılı yolculuklar
yapmanın anahtarı ise gevşemek, hayal gücünü kullanmak, niyete odaklanmak,
konsantrasyon, aşırı kontrol isteğinden ve beklentilerden vazgeçerek deneyime
teslim olabilmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder