6 Ekim 2012 Cumartesi

Dönüşüm Haberleri Ekim 2012

Dönüşüm Haberleri Ekim 2012                     

Sandra Ingerman

Aralık 2012 yaklaştıkça, bu zamanla ilgili öngörüler hakkında yayınlanan birçok makaleyle karşılaşmaya devam ediyorum.  

Gelecek tahminleri ile ilgili herhangi birşeyi okumamaya yatkınım. Önceleri yaşamımın gidişi ile ilgili olarak astrolojiye ve psişiklere başvururdum. Ve yıllar içinde yaşamı ele almanın en iyi yolunun anda kalmak ve ortaya çıkan herneyse onunla ilgilenmek olduğunu ve şimdiki zamanda yaptığım seçimlerin geleceği şekillendirdiğini anladım.

Astrolojiyi ve psişik çalışmaları hiçbir şekilde yargılamaya çalışmıyorum. Bu çalışmalara gerçekten saygım var ve harika psişikler ve astrologlar olan birçok arkadaşım ve öğrencim var. Ve bu sistemler halihazırda bize rehberlik eden güçleri görmemize ve güncel zorlukları aşmada araçlar kazanmamıza yardımcı olurlar. Zaman zaman kendimi, bana sunulan güçlüklerle çalışmada araçlar sağlamak için astrolog ve psişiklerle çalışırken bulurum.

Ve aynı zamanda düşünüyorum ki, birçok insan geleceği onlar için öngören uygulamacılara başvuruyorlar. Geleceği bilme arzusunun güvende olmak için bir yol olduğunu düşünüyorrum. Birisinin gelecek büyük güçlüklere dair bir öngörü sunmasında bizim için sahte bir güvenlik duygusu ve nelerin olacağını biliyor olmaktan kaynaklanan bir kontrol duygusu bulunur. Elbette hepimiz geleceğimizdeki herşeyin harika olacağını duymaktan hoşlanırız ve sonra da yaşam bize beklediklerimizden değişik olaylar sunduğunda hayalkırıklığına uğrarız.    


Fakat yıllardır yazdığım gibi, almayı sürdürdüğüm ruhsal rehberlik geleceğimizin şimdiki zamanda yaratıldığına dair. Şimdiki zamanda olanla kalmayı daha fazla öğrendikçe, spiritüel çalışmamızı yaptıkça, bilinçlerimizi yükselttikçe, ortaya çıkan her güçlükle yüzleştikçe ve güçlükleri aşmada ruhun rehberliğine güvendikçe güçleri gerçekten daha fazla dönüştürebilir ve geleceği değiştirebiliriz.
 
Yaşamlarımızın sonunda bu yüce yeryüzünden olabildiğince bilinçli olarak ayrılmayı istemiyor muyuz?  Erişmeye çalıştığımız bilinçlilik yaşamlarımızı nasıl yaşadığımıza bağlıdır. Katıldığımız etkinlikler ve okuduğumuz kitapların ötesindedir. Elbette kitaplar ve etkinlikler bize ilham verirler. Ama sonuçta hepimizin kendi çalışmasını yapması gerekir.

Kendimi, bir arkadaşımın göndermiş olduğu, Carlos Barrios adlı Maya bilgesi tarafından yazılmış bir makaleden ilham alır buldum. Web sitesinin adresi
http://www.carlosbarrios.org

Yazmış olduğu makaleden bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum:

“Antropologlar tapınak alanlarını ziyaret ediyorlar, yazıtları okuyorlar ve Mayalar hakkında hikayeler uyduruyorlar ama işaretleri doğru okuyamıyorlar. Bunlar yalnızca onların kurdukları hayaller. Diğer insanlar Mayalar adına kehanetler yazıyorlar. Aralık 2012’de dünyanın sonunun geleceğini söylüyorlar. Maya liderleri buna kızıyor. Dünya sona ermeyecek. O dönüşecek.”

Carlos Barrios bu zamanın aradaki zaman, bir geçiş dönemi olduğunu söyleyerek devam ediyor.

Düşünüyorum ki hepimiz geçiş döneminde olduğumuz duygusunu paylaşabiliyoruz. Ve biliyorum ki çoğumuz, bu arada olma durumunda yaşamaktan dolayı yılgınlık duyuyor.”Yapacak” birşey olmaması rahatsızlık duymamıza neden oluyor. Yalnızca çalışmalarımıza devam edebiliriz. Buradaki meydan okuma, egomuz ve zihnimizin çalışmalarımızın sonuçlarını anında görmek istemeleri.  

Geçiş dönemlerinde koşulsuz sevgi halini muhafaza etmenin gücüyle ilgili olarak çok kişisel birşey paylaşmak istiyorum. Zira geçiş dönemleri bizi ölüme hazırlar. Bu fiziksel bedenin ölümü veya bir yaşam tarzının ölümü olabilir.

Son birkaç yıl içinde yazdığım gibi, çok yaşlı olan ebeveynlerimi bana yakın olabilmeleri için Santa Fe’ye taşıdım.

Babam bir yıl önce, 97 yaşında öldü. Demanstan mustaripti ve son birkaç ayı, çok saldırganlaştığından, büyük güçlükle geçti.

Babamın geçmişte yaşamış olduğu travmaları çözmeye çalıştığını biliyordum. Ve yine biliyordum ki,onun şifalanması için bir fırsat yaratabilirdim.

Her gün onunla olduğum için kimlerle karşılaştığını kontrol edebiliyordum. Ve bakımına yardımcı olmaları için fazladan yardımcı tuttum. Yaşamının son iki ayında babamın görüştüğü kişiler, davranışlarına rağmen onu koşulsuz sevgi içinde tutan bakıcılardı. Ve elbette bu benim için de geçerli. 

Öldüğünde çok huzurlu bir halde ayrıldı. Aşkınlığı çok çabuktu ve Kaynak’a geri dönüşü bir kurşun gibiydi. Öldüğünde şifalanmasının tamamlanmış olduğu aşikardı.

Bugün çoğumuz yaşlı ebeveynlerimize bakıyoruz. Ve sürekli olarak arkadaşlarım ve öğrencilerimden yaşlı bir ebeveynin ne kadar travmatik bir yaşamı olduğunu ama şimdi geçmişi şifalandırmayı yaratan bir biçimde sevgiyle tutulduklarını duyuyorum. 

Birçok kişiye son geçişte birini basitçe sevgi içinde tutmanın geçmiş yaralara gerçek şifayı getirecek şekilde huzur hali yarattığından bahsediyorum.  

Bu geçiş dışarıdan gözlem yapanlara mantıklı gelmeyen şekilde uzun olabilir. Biri Kaynak’a geri dönüş için son yolculuğa çıkabilene dek, yaşam travmalarını şifalandırarak uzun yıllar geçebilir. 

Çoğumuzun görmüş olduğu gibi, işin anahtarı, yalnızca sevgi dolu bir alanı muhafaza etmenin gücü.

Bunu paylaşma nedenim, yeryüzüne veya yaşama hizmet etmeyen bir yaşam biçiminin  ölümünü deneyimlediğimiz bir zamanda yaşıyor olmamız.

Ve bu geçişin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Aradaki zamanın ne kadar süreceğini gerçekten bilmiyoruz. Bu geçişin her birimizi kişisel düzeyde nasıl etkileyeceğini bilmiyoruz. Ve gelenin ne olduğunu gerçekten bilmiyoruz. Ölüm daima rasyonel anlayış için gizemli olmuştur ve muhtemelen de daima öyle olacaktır.

Ama tüm geçiş süreçlerinde anahtar, mevcut bulunmak ve büyük değişim zamanlarında sevgi dolu bir güç olmaktır.

Yıllardır uygulamalarımızı koşulsuz sevgi için araç olmaya odaklıyoruz ve şu anda da bunun çağrısı yapılmakta.

Dünyada görmekte olduğumuz şey, insanlar olarak yeryüzüne ve üzerindeki tüm yaşama saygı göstermememizin etkisi. 

Dünyada yaşayan çoğu insanın odağı halen ”ekonomiyi şifalandırma” üzerinde. Ve odak yeryüzüne saygılı ve onurlu bir yaşam yaşamak üzerinde olmalı. 

Elbette yiyecek ve barınma için yeterli paraya sahip olmamanın güçlüklerini anlıyorum. Bunları ben de yaşadım.

Spiritüel bir yaşam sürdürmeye kendimizi açtığımızda, bizi yetersizlik paradigmasının güçlüklerinden bollukla dolu bir yaşama taşıyacak çözümleri ve fırsatları bulmaya başlarız. 

Zira evrende yetersizlik diye bir kavram yoktur, yalnızca bolluk vardır. Ama bolluğun enerjisini deneyimlemek ve bizi bolluğa götürecek çözümlere ulaşmak, bizlerden kutsallığı kucaklayan bir yaşama kendimizi adamamızı talep eder. Kutsallığa daha çok teslim oldukça kendimizi  daima ihtiyaç duyduğumuz şeylere yönlendirilirken buluruz. 

Yeryüzünün yuvamız olduğunu ve bize yaşam veren elementleri gözetmemiz gerektiğini insanlara öğretmeye devam etmeliyiz. Bu eğitim sürecine, insanların diğer yaşam formları için maliyeti ne olursa olsun  maddi olarak ne kazanabileceklerine odaklandıkları bu zamanda, çok ihtiyaç var.  

Aynı zamanda, içimizdeki bilgeliğin bize yol göstermesine izin veren gündelik basit spiritüel uygulamalarımızı daha fazla derinleştirebildiğimizde, tüm yaşam için daha fazla pozitif değişim yaratabiliriz.

Olana daha fazla hazır bulunabildiğimizde ve gezegeni ve tüm yaşamı şu anda sevgiyle tutabildiğimizde geçmişi ve şimdiyi daha fazla şifalandırabilir, gelecek için şifa yaratabiliriz.  

Dolunay 29 Ekim’de. İçimizde ve tüm dünyada ışıldayan bir yaşam ağını örme uygulamamızı sürdürürken, tüm yaşamı sarmalayan koşulsuz sevgiyle ışıldayan kalplerimizi birleştirelim.

Dönüşüm Haberleri’ni yeni okumaya başlamış olanlar lütfen “
İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” yazısını okuyun.

Dünyaya sevgi ışıldarken kendinizi sevmeyi anımsayın. Yaşamınızda kendinizi ne kadar sevdiğinizi ve saygı duyduğunuzu yansıtacak seçimler yapın.

Carlos Barrios yazdığı makalede, dağda yalnız başına bir mağarada yaşayan ve  bir seremonide biraraya gelen insanlara katılmak için Chichicasenango’ya seyahat eden saygın bir bilgeden bahsediyor. Bilge, oradaki insanlara, basit ve doğrudan bir mesaj vermiş. İnsanların yaşam ve ışığı desteklemek için biraraya gelmeleri için çağrıda bulunmuş. Bu bizim küresel bir topluluk olarak yıllardır yapmakta olduğumuz şey.

Şifalandıran yalnızca sevgidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder