16 Eylül 2012 Pazar

Duygusal ve Fiziksel Hastalığı Şifalandırmada Şamanizmin Gücü

Sandra Ingerman


Şamanizm: Kısa bir Bakış
Şamanizm insanlıkça bilinen en eski spiritüel uygulamadır. Birçok antropolog şamanik uygulamaların 100,000 yıl öncesine gittiğine inanır.  

“Şaman” sözcüğü Sibirya’daki Tunguz kabilesinden gelir ve karanlıkta gören veya ruhsal şifacı anlamını taşır. Şamanizm Sibirya, Asya, Avrupa, Afrika, Avustralya, Grönland ve Kuzey ve Güney Amerika’da uygulanmıştır.

“Şaman” “güçlü gözle” veya “kalbiyle” görerek gizli alemlere seyahat edebilen kadın veya erkektir. Şaman yardımcı ruhlarla doğrudan iletişim kurarak hastalığın ruhsal nedenini bulur ve kayıp ruh parçalarını geri getirir, kayıp gücü yerine koyar ve spiritüel blokajları kaldırır. Şaman ayrıca gizli alemlerden topluluk için haberler getirir. Şamanlar hem geçmişte hem de günümüzde şifacı, doktor, dinsel figür, psikoterapist, mistik ve hikaye anlatıcıları olarak görev yaparlar.  

Şamanizm bizlere varolan herşeyin canlı olduğunu ve ruh taşıdığını öğretir. Şamanlar tüm yaşamı birbirine bağlayan yaşam ağından ve herşeyin içinde yaşayan ruhtan bahsederler. Yeryüzündeki herşey birbiriyle bağlantılıdır ve yeryüzü, yıldızlar, rüzgar vb. yaşam formlarından ayrı olduğumuza dair her inanç bir yanılsamadır. Ve şamanın toplumdaki rolü insanlar arasında ve insanlık ve doğa güçleri arasındaki uyum ve dengeyi sağlamaktır.  

Şamanlar çeşitli seremoniler icra ederler. Bebeklerin dünyaya gelişini, evlilikleri ve ölüm zamanında insanların iyi bir yere geçişine yardımcı olmak için seremoniler yönetirler. Sevilenlerin ölümlerinin yasını tutmak için seremoniler yönetirler.  Bir kişinin yaşamında, çocukluktan yetişkinliğe geçiş gibi, önemli geçiş dönemlerini belirleyen inisiyasyon seremonileri yaparlar.   

Şamanın icra ettiği en önemli seremonilerden biri şamanik yolculuktur. Şaman, farklı bir bilinç durumuna girerek zamanın dışına ve gizli alemlere, birçoklarının deyimiyle sıradışı gerçekliğe, yolculuk yapan kadın veya erkektir. Ben sıradışı gerçekliği bizimkine paralel bir evren olarak görüyorum.  Avustralya aborijinleri sıradışı gerçekliği Rüya Zamanı olarak adlandırırlar. Keltlere özgü geleneklerde de Diğer Dünya olarak adlandırılır.

Bu gizli gerçekliklerde yeryüzündeki tüm canlılar adına rehberlik ve şifa yardımlarını sunan yardımcı ruhlar, şefkatli ruhlar bulunur.

Şamanlar tipik olarak, şamanın bilinç durumunu değiştirerek, ruhunu serbest bırakıp görünmeyen alemlere yolculuk etmesine yardımcı olan bir çeşit perküsyon, özellikle davul ve çıngırak kullanırlar. Avustralya’da şamanların didgeridoo (avustralya yerlilerine özgü üflemeli bir çalgı) ve/veya click stick (iki sopanın birbirine vurulması) kullanırlar. Bazı gelenekler sopalar ve zilleri kullanır. Lapland ve Norveç’in Sami insanları “joiking” adı verilen monoton şarkılar söylerler.   

Bilimsel çalışmalara göre sıradan bilinç durumunda beyin dalgalarımız beta durumundadır. Ama şaman veya şamanik uygulamacı ritmik davul vuruşlarını dinlerken beyin dalgaları önce alfa seviyesine ve daha sonra da daha derin olan teta seviyesine doğru yavaşlar. Ve bu teta seviyesi, şamanın özgür ruhunun yardımcı ruhlara ulaşabileceği görünmeyen alemlere yolculuk etmesine izin verir. 

Dünyadaki şamanik geleneklere bakıldığında hepsinde üç düzeyden bahsedildiğini ve farklı resimler ve diğer sanatsal çalışmalarda tarif edildiğini görürüz. Şamanların yolculuk yaptıkları gizli alemler Aşağı veya Alt Dünya, Orta Dünya ve Yukarı Dünyalardır. Alt ve Yukarı Dünyalarda birçok seviye bulunur ve zaman dışıdırlar.

Şamanizm bir doğrudan esin sistemidir. Her şaman deneyimlerini farklı olarak anlatabilir. Ve farklı deneyimlerin diğerleri tarafından nasıl görüldüğü ve yorumlandığı da onların güzelliğidir.

Sıradışı gerçekliiğin görünmez alemlerinde şamana, bireyleri, topluluğu ve gezegeni şifalandırmada yardımcı olabilecek çeşitli yardımcı ruhlar bulunur.

Koruyucu ruhlar olarak da adlandırılan güç hayvanları ve insan formundaki öğretmenler,  şamanla birlikte çalışan iki yaygın ruh çeşididir.  

Şamanik kültürler doğduğumuzda en az bir güç hayvanı ruhunun, duygusal ve fiziksel sağlığımızı korumak ve bize zarar gelmesini önlemek için
bizimle kalmaya gönüllü olduğuna inanırlar. Bu hayvanlar, Hristiyanlık inancındaki koruyucu meleklere yakındır.

Şamanların birlikte çalıştığı diğer bir yardımcı ruh da insan formundaki öğretmenlerdir. Bunlar tipik olarak yaşadıkları kültürün tanrı ve tanrıçaları, dinsel figürler ve yardım etmek isteyen atalardır.

Bu yardımcı ruhlar bireylere, topluluğa ve çevreye şifa getirilmesi için şamanla birlikte çalışırlar.  Yardımcı ruhlara bilgiye ihtiyaç olduğunda da başvurulur. 


Şamanik Bakış Açısından Hastalık

Şamanlar hastalığın ruhsal boyutuna bakarlar. Bir hastalık duygusal veya fiziksel boyutta gerçekleşiyor olabilir ama şaman ruhsal dengesizlik veya uyumsuzluğu arar.

Şamanik bakış açısından hastalığın üç çeşit klasik nedeni bulunur. Tedavi yaratmak için icra edilebilecek sınırsız şifa seremonisi bulunur. Şamanın yardımcı ruhları nedeni teşhis eder ve sonra da şifalandırma için gerekli tedavinin uygulanmasına yardım ederler. Şaman, şifa enerjilerine kanal olmak için yardımcı ruhları ve evrenin gücüyle birleşir ve “içi boş bir kemik” olarak hareket eder.

Hastalığın üç nedeni güç kaybı, ruh kaybı ve ruhsal ihlal veya başka bir ruhun ele geçirmesidir. Tipik olarak bu nedenlerin bir bileşimi söz konusudur. Yalnızca ruh kaybı veya ruhsal ihlal yaşayan birine nadiren rastlarsınız.

Yardımcı ruhların sahip olduğu, insan dünyasına yukarıdan bakan bakış açısı şamanik uygulamacının sıklıkla sahip olamadığı bir bakış açısıdır.  Bu yüzden şamanlar şifa çalışması yaparken yardımcı ruhlarla birlikte çalışırlar. 


Güç Kaybı

Güç kaybı bir hastalık nedenidir. Bu, bir kişinin kendisini korumakta olan güç hayvanını veya koruyucu ruhu kaybettiği bir durumdur. Güç kaybının tipik semptomları kronik depresyon, kronik intihar eğilimleri, kronik hastalık ve kronik şanssızlıktır.

Şamana güç kaybının oluştuğu gösterildiğinde, geçmişteki güç hayvanı veya koruyucu ruhu geri getirmek ve böylece güç ve korumayı yeniden oluşturmak için çeşitli seremoniler icra edilebilir.  

Otuz yıllık şamanik uygulama ve öğretmenliğime rağmen hala basit bir seremoninin gücü beni şaşırtmaya devam ediyor. İntihar eğilimli ve depresyonda olan insanların yardımcı ruhları onlara geri getirildiğinde iyileştiklerini gördüm.

Ruhsal İhlaller ve Posesyon

Bir kişi koruyucu ruhunu veya yaşamsal özünü yitirmiş olduğunda sıklıkla bedende bir boşluk oluşur. Evren boşluğa izin vermediği için, bu boşluğu doldurmak için birşey gelebilir. Şamanlar güç ve yaşamsal özlerini yitirmiş danışanlarının içine girmiş ruhsal intrüzyon algılayabilirler.

Ruhsal eklentiler negatif düşünce formlarından gelirler. Yerli kültürlerde insanlar enerjiyi ifade etme ve enerjiyi gönderme arasındaki farkı anlarlar. Biz Batı’da bu farkı sıklıkla anlamıyoruz.

Öfkemizi, çaresizliğimizi, üzüntümüzü, vd. ifade etmemiz önemlidir. Ama sıklıkla bu enerjileri kendimize, diğerlerine ve çevreye psişik oklar gibi gönderiyoruz.  Ve bu enerjiler, şamanların ruhsal ihlal olarak adlandırdıklarını yaratıyor.

Ruhsal ihlalin işaretleri, kanserin bir çeşidi veya belirli bir bölgede ağrı şeklinde, lokalize bir sorun olarak ortaya çıkar. Şamanlar için duygusal ve fiziksel hastalık ayrımı bulunmadığından, ruhsal ihlal kronik öfke veya depresyon olarak da kendini gösterebilir.

Bu tip ruhsal bir sorunun tedavisinde şaman, yardımcı ruhlarıyla birlikte çalışarak ruhsal ihlalin yerini ve doğasını teşhis eder. Ve sonra da bunu çıkardığı bir ekstraksyon (çekip çıkarma) icra eder. 

Şamanik şifa uygulamalarıma ilk başladığım 1980 lerde ekstraksyon çalışmasında uzmanlaşmıştım ve bu çalışmalarla kanser, depresyon ve hatta kronik yorgunluk ve lupus tedavilerinde çok başarılı oldum. Bu şifa metodunun gebe kalmada sorun yaşayan kadınlarda da  başarılı olduğunu gördüm.

Şamanlar hem yaşayanları hem de ölüleri şifalandırırlar. Ölmüş olanları psychopomp (ruh kılavuzluğu) çalışması yaparak şifalandırırlar. Bu terim Yunanca psychopompous’tan gelir ve birebir anlamı ruhların kılavuzu demektir. Öldüğümüzde genellikle aşkın gerçekliğe zarifçe geçiş yaparız. Şamanizmde bir kişi cinayet, kaza, savaş, aşırı doz, intihar, terörist saldırı sonucu travmatik ölümle karşılaştığında ruhunun aşkın alemlere geçişinde yardıma ihtiyacı olabileceği anlayışı vardır. Bunun nedeni ruhun ölüm esnasında bocalayıp, burada yani Orta Dünya’da takılıp kalabilmesidir

Orta Dünya’da takılıp kalmış olan bir ruh burada gezinip durabilir veya gücünü veya yaşamsal özünü yitirmiş birinin bedenine girebilir. Ve bu da posesyona neden olur. Şamanik bakış açısından bu, şizofreni ve çoklu kişiliğin nedenlerinden biridir. 

Bu durumda şamanın rolü bir deposesyon (yabancı ruhu ait olmadığı bedenden çıkarmak) icra ederek, bu ruhun Orta Dünya’dan aşkın gerçekliğe geçişine rehberlik etmektir.

Birçok yerli kültüründe, insanlar öldüğünde ruh kılavuzluğu çalışması yapıldığından ve deposesyon çalışması ihtiyacı çok iyi anlaşıldığından, bizim Batı’da deneyimlediğimiz duygusal hastalıklara rastlanmaz.

Soul Retrieval (Ruhun kayıp parçalarından bir veya birden fazlasının şaman tarafından bulunup bedene geri üflenmesi) : Şamanlar Travmaları Nasıl Şifalandırır
Soul Retrieval: Mending the Fragmented Self (Ruhun Geri Getirilmesi: Parçalanmış Benliği Tamir Etmek) kitabım için araştırma yaptığım sırada dünya üzerindeki çoğu şamanik kültürün ruh kaybının hastalık nedeni olduğuna inandığını gördüm.         

Duygusal veya fiziksel travma yaşadığımızda, ruhumuzun bir parçasının bu deneyimi atlatabilmek için bedenden ayrıldığına inanılır. Kullandığım ruh sözcüğünün anlamı özümüz, yaşam gücümüz, canlılığımızın hayatta kalmamızı ve büyümeye devam etmemizi sağlayan bölümü.   

Kültürümüzde ruh kaybına neden olabilecek travma türleri her çeşit tacizi içerir: cinsel, fiziksel veya duygusal. Diğer nedenler kaza, savaşta bulunmak, terörist saldırıya maruz kalmak, değerlerimizin aksine davranmak, doğal afet deneyimleri (yangın, deprem, fırtına vb), ameliyat, bağımlılıklar, boşanma veya sevilen birinin ölümü olabilir. Şoka neden olan herhangi bir olay ruh kaybı yaratabilir. Ve bir kişide ruh kaybına neden olan bir olay diğerinde buna neden olmayabilir. Şamanlar çalar saatlerin ruh kaybına neden olduğuna inanırlar. Sanırım hepimiz ne demek istediklerini biliyoruz.

Ruh kaybının başımıza gelen iyi bir şey olduğunu anlamamız önemlidir. Bu, acıyı atlatabilmemizin yoludur. Eğer kafa kafaya çarpışan bir araba kazasında olacak olsam, çarpışma anında bulunmak istediğim son yer bedenim olur. Psişem bu çeşit bir acıya dayanamaz. Psişelerimizin sahip olduğu, acının tüm etkisini yaşamamamız için ruhumuzun veya özümüzün bir parçasının bedenimizi terkettiği, muhteşem bir kendini koruma mekanizması mevcut.   

Psikolojide bundan disosiyasyon  olarak bahsediyoruz. Ama psikojide neyin çözüldüğünden veya o parçanın nereye gittiğinden bahsetmiyoruz. Şamanizmde, biliyoruz ki, ruhun bir parçası bedeni terk ederek şamanların sıradışı gerçeklik olarak adlandırdığı yere gidiyor ve biri ruhsal alemlere müdahale edip geri dönmesine yardımcı olana dek bekliyor.

Ruh kaybı bir hayatta kalma mekanizması olmasına rağmen, şamanik bakış açısına göre sorun ayrılan ruh parçasının kendi başına geri dönmeyişidir. Ruh kaybolabilir, başka biri tarafından çalınabilir veya travmanın sona erdiğini ve geri dönmenin güvenli olduğunu bilmiyor olabilir.  

Şamanın rolü daima, değişmiş bilinç durumuna girip ruhun diğer gerçekliklerde nereye gitmiş olduğunu bulup, danışanının bedenine döndürmek olmuştur.

Ruh kaybının yaygın birçok semptomu vardır. En yaygın olanlarından bazıları kişinin kendisini bütünüyle canlı, yaşamın içinde ve bedeninde hissetmediği disosiyasyondur. Diğer semptomlar kronik depresyon, intihar eğilimi, travma sonrası stres sendromu, bağışıklık azalması sorunları ve şifalanmayan keder olabilir.   Bağımlılıklar da, içimizdeki boşlukları maddeler, yiyecek, ilişkiler, iş veya maddi nesneler satın almak yoluyla, dışsal kaynaklara yönelerek doldurduğumuz, ruh kaybı belirtileridir. Ne zaman biri belli bir olaydan  “...dan beri aynı kişi değilim” diyerek olumsuz şekilde bahsediyorsa muhtemelen ruh kaybı meydana gelmiştir.

Parayı yaşamdan üstün gördüğümüz bugünlerde ne kadar fazla ruh kaybı var. Birisi para için diğer yaşam formlarını öldürmek zorunda olduğumuzu ne zaman söylese, o kişi ruh kaybından mustariptir. Ne zaman birisi, bir araba daha almanın veya maddi nesneler toplamanın mutluluk getireceğini hissediyorsa, o kişi ruh kaybından mustariptir. Görebildiğiniz gibi, birbirimize ve diğer yaşamlara nasıl davrandığımıza baktığımızda, günümüzde gezegensel çapta ruh kaybıyla karşı karşıyayız. 


Koma da ruh kaybıdır. Ama komada bedenin dışındaki ruh bedende bulunandan fazladır. Komayla ilgili çalışma yapmak, çeşitli sebeplerden dolayı günümüzde çok zordur. Ruhun gitmeye çalıştığı yönü belirlemek şaman için beceri gerektirir. Ruh bedene tekrar dönmeyi istiyor mu? Veya hastanın ölümü gerçekleşecek biçimde yoluna devam mı etmek istiyor? Bu konu hakkında söylenecek çok şey var ve bunlar bu makalenin amacının ötesinde. 

Günümüzde şamanik uygulamalara ilgi yeniden uyanıyor. Şimdi kültürümüze soul retrieval (ruhu geri getirme) uygulamalarını yeniden tanıtan yüzlerce harika şamanik uygulamacımız var. Ve ben de çeşitli duygusal ve fiziksel sorunların başarılı biçimde şifalandırılmasına ilişkin binlerce vaka çalışmasını topladım. 

Şamanik kültürlerde ruh kaybı öylesine iyi anlaşılan birşeydi ki, travma yaşayan birine travmayı takip eden üç gün üçerisinde soul retrieval uygulandığını not etmek ilginç olabilir. Bugün bu uygulama yapılmadığından dolayı, modern uygulamacılar kayıp ruh parçalarını bulabilmek için on, yirmi, otuz veya kırk yıl geri gidebiliyorlar.

Ayrıca, şamanik kültürlerdeki bireyler yaşamlarında dengede olmayan şeylerin hastalık veya sorun oluşturabileceğini bilmekteydiler.

Kültürümüzde ruhsal uyumsuzlukların hastalıkları yarattığının farkında değiliz. Ve sıklıkla, ruh kaybı o kadar erken yaşta gerçekleşiyor ki bu ilk ruh kaybının yaratmış olduğu bilinçdışı örüntüleri farketmeden yaşamaya devam ediyoruz. Daima ruhumuzu geri almaya çalışıyoruz. Ve bunu aynı travmayı sürekli tekrar ederek yapmaya çalışıyoruz. Yaşam öykümüze dahil olan insanların isimleri değişebilir ama öykü sıklıkla aynıdır.

Ruhlarının eksik parçasına kavuştuktan sonra insanlar kendilerini bedenlerinin ve dünyanın içinde daha fazla hissederler, denge ve uyumdan uzak olabilecek davranışlarının daha fazla bilincinde olurlar. Hissizleştiğimizde dünyada olanların doğru olmadığını fark edebiliriz ama değişmemiz gerektiği duygusundan kendimizi kolayca uzaklaştırabiliriz. Ruhla dopdolu olduğumuzda ise kaçıp saklanacak bir yer yoktur ve yaşamlarımızı değiştirmek için ilhamla dolu oluruz.

İnanıyorum ki ruh parçası geri getirilen kişinin çalışma yapması gerekir. Eğer kişi kendiyle ilgili olarak çok çalışmışsa ruh parçasını geri alması çalışmanın sonu olabilir. Eğer böyle değilse, ruh parçasını geri almak çalışmanın başlangıç noktasıdır.

Şamanik şifa çalışması yapılmasından sonra, bütünlüğü ve şifalanma dolu bir yaşamı destekleyecek yaşam tarzını yaratmaya ve sağlıklı ilişkileri kendine çekmeye eğilmek,  kişinin kendisine bağlıdır. Ruhumuzun eksik parçasının geri döndürülmesiyle geri kazandığımız enerjiyi kendimiz için olumlu bir bugün ve yarın yaratmak için nasıl kullanmak istiyoruz? Ve yaşamımıza tutku ve anlamı nasıl geri getirelim ki yalnızca hayatta kalmayıp büyüyebilelim?  “Şifalanmadan sonraki yaşam” olarak adlandırdığım bu konular, ruhu geri getirme ve çekip çıkarma çalışmalarından sonra uzun dönemli şifalanma yaratmak için yaşamsal önemde.    

Welcome Home: Following Your Soul’s Journey Home (Yuvaya Hoşgeldin: Ruhunuzun Yuvaya Dönüş Yolculuğunu İzlemek) ve Medicine for the Earth: How to Transform Personal and Environmental Toxins (Yeryüzü için Şifa: Kişisel ve Çevresel Toksinleri Dönüştürmenin Yolları) ve  How To Thrive in Changing Times (Değişen Zamanlarda Nasıl Büyümeli) kitaplarımda pozitif bir bugün ve yarın yaratmak için yaşamımı
za katabileceğimiz spiritüel uygulamaları anlatıyorum.

Bu, yaşadığımız zamanlar için yaşamsal önemde olan bir çalışma. Yeryüzü, çocuklarının yuvaya dönmelerini istiyor ve onları şimdi istiyor. Yuvaya tekrar dönmenin ve yeryüzünde hakkımız olan yeri almanın zamanı geldi. Ruhlarımızı bütünüyle ifade etmek ve içinde yaşadığımız dünyayı yaratmak doğuştan hakkımız. Üzerimizde parlayan yıldızlar gibi parlamak doğuştan hakkımız. Işığımızı yeniden dünya üzerinde paylaşmanın zamanı geldi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder