19 Nisan 2013 Cuma

RÜYA GÖRMENİN ÜÇ GENİŞ BANDI


RÜYA GÖRMENİN ÜÇ GENİŞ BANDI

Robert Moss

Çağdaş toplumumuzda, analistler ve rüya “uzmanları” , rüyaları ciddiye aldıklarında onlara genellikle tek bir bakış açısıyla yani çözülmesi gereken semboller dizisi olarak yaklaşırlar.

Rüya yaşantımız semboller bakımından kesinlikle zengindir. Etimolojik olarak, sembol “şeyleri biraraya getiren”dir. Semboller gündelik zihnimiz ile daha derin olan çok boyutlu gerçekliğin işleyişlerini biraraya getirmeye yardımcı olurlar. Sembollere, bizi bildiğimiz az olan şeylerin veya bildiğimizi düşündüklerimizin ötesinde, herşeye dair daha zengin ve derin anlayışa taşımaları için ihtiyacımız vardır.

Yani sembollerle rüya görürüz. Ama sembolik olmaktan çok gerçek olarak alınması gereken rüyalar da deneyimleriz çünkü bizde fiziksel veya bundan daha az “gerçek” olmayan diğer bir düzende oluşmakta veya oluşacak olan olaylara dair açık bir algı sağlarlar. Bunlar, sembolik rüya görme ile karıştırılmaması gereken, rüya görmenin diğer iki geniş bandında gerçekleşirler.  

Bu geniş bantlardan biri rüya görme esnasında doğallıkla işleyen ESP (duyu dışı algılama) ile ilgilidir ve insanoğlunun hayatta kalma kitinin bir parçasıdır. Rüyalarda, sezgisel radarımız uyanık yaşamımızın karmaşasının içindekine göre daha iyi işlev görür; zaman ve mekanda keşfe çıkar ve uzaktaki olaylara göz atarız. Doğunun deyimiyle bunlar “berrak”rüyalardır (her ne kadar uyandığımızda onlardan açık ve tam bilgiyi akılda tutmak için çaba sarfedebiliyor da olsak). Hawaii dilinde ise bunlara “sek” rüyalar adı verilir. Herhangi bir sembolik sisteme gore tercüme edilmeleri gerekmez. Dış dünyada olan veya olacak olanlar hakkındaki bilgilerinin farkına varılması ve eylemde bulunulması gerekir.      

Rüya görmenin üçüncü geniş bandı ise başka bir gerçekliğin deneyimlerini içerir. Aktif rüya görenler için bu, rüya görmenin en zengin hazinesidir. Bilinçli veya bilinçsiz biçimde, büyük bir Sufi filozof olan Ibn Arabi’nin “hayal aleminin arafı [barzakh]” olarak adlandırdığı, duyular alemiyle sonsuzluk aleminin arasında olan yere yolculuk yaparız. Çoklu evrende parallel dünyalar, bardo bölgeleri, uzak galaksiler ve tanrıların, iblislerin ve perilerin kendilerini evlerinde hissettikleri yerler de dahil pek çok maceralar yaşarız.

Yani, bir rüya hakkında düşünürken kendinize rüyayı hangi bantta görmüş olduğunuzu sorun: sembolik, gerçek veya başka bir gerçeklik. Sonra da rüyaların çok katmanlı olduklarını hatırlayın, yani şu ya da bu vakası olmadıklarını. Rüya bu üç düzeyin hepsinde de işliyor olabilir. Örneğin, geleceğe dair bir olayı görürsünüz ve olağan gerçeklikte gerçekleşen olayların içeriği sembol bakımından son derece zengin olabilir. Paralel bir gerçeklikteki insanların arasında geçen bir rüyanız olabilir. Transpersonel figürler oldukları açıktır ve aynı zamanda da benliğinizin farklı yönleri olarak da görülebilirler. Yerde ve gökte, çoklu evrendeki deneyim bolluğunu dar bir kutuya sıkıştırmaya çalışan yaklaşımların düşlediklerinden çok daha fazlası mevcuttur.

2 yorum:

  1. ne yazık ki hala bir sürü şeyi çözemiyorum .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özden, bunlar çok genel ve çok daha fazlası var. "Aktif Rüya Görme"nin temel metotlarını öğrendikten sonra pratik yapa yapa zamanla çok daha iyi duruma geliniyor. Ama en önemlisi, rüyaların yalnızca çözümlenmesi gereken bir semboller dizisi olmadığı. Aktif Rüya görücület bunu iyi bilir :)

      Sil