Çeviren: Simin Uysal
Yıllar içinde,
gezende yaşadığımız aşırı değişimler nedeniyle, değişim dalgalarıyla nasıl uyum
içinde hareket edebileceğimiz üzerine yazdım. Tüm düzeylerde karşılaştığımız
zorlukları seslendirdim. Ve zamanın başlangıcından bu yana varolan ve rüyayı
değiştirmek, dönüştürmek ve şifalandırmak için gereken çalışmayı yapmak için
ruhların dünyasıyla bağlantı kurmak amacıyla yararlanılan antik spritüel
öğretiler üzerine de yazdım.
Karşılaştığımız
giderek artan şiddet, çevresel felaketler, iklim değişimleri, ekonomik
zorlukların yanında bireysel sağlık sorunları
düşünüldüğünde pek çoğunuzun yaşadığı iniş çıkışları hayal edebiliyorum.
Aranızdan
bazılarının kimi günler kendi yaşamı ve gezegendeki sorunların çok ileri
gittiğini hissettiğini ve bu yüzden oluşan ümitsizlik hissinin de spritüel
çalışmanızı bloke ettiğine eminim. Ve bazen de sabah uyandığınız ve evrene ve
varolan güçlere pes etmeyeceğinizi güçlü biçimde belirttiğiniz ve fiziksel
alemdeki değişimi yaratan görünmez temeli yaratan uygulamalara devam etmek için
içinizde halen yanan ateşi hissettiğiniz günler de var.
Hepsi yaşamın
iniş çıkışlarının bir parçası. Kendi yaşamımda çok şiddetli geçişlerle karşı
karşıya olduğumu biliyorum. Bazı günler herşeyden vazgeçmek istiyorum.
Vazgeçmek gerçekte hiç birimiz için bir seçenek değil. Fakat egonun ne olması
gerektiğine dair düşüncesinden vazgeçmek önemli. Çünkü hem Ruh’a hem de Doğa’ya
teslim olmalıyız.
Ruhumuz bizleri
umutsuz hissettiğimiz ve yaptığımız spritüel uygulamalarla oluşan dışsal
değişimi göremediğimiz tüm geçiş dönemlerinde ileri taşır. Ve Doğa’nın bir parçasıyız ve Doğa’nın ölüm
ve yeniden doğuş sürecinde kendi akışı ve zekası vardır.
Yaşamımda,
karşılaştığım kişisel güçlükler ya da çevremde yüreğimi paralayan olaylar
hakkında, insani düzeyde hissettiklerimi
kabul etmenin önemli olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda da, her gün yataktan
kalkıyorum, varolanlarla yüzleşmek için orada oluyorum, Doğanın zekasına ve
içsel ışığıma teslim oluyorum.
Ve biliyorum
ki, Aşağı Dünyaya yeni bir düzeyde şamanik inisiyasyon için çağırıldığımı
biliyorum. Kara Anne’nin evine çağrılıyorum. Kurşunu altına çeviren simya
sürecinde benim için, teslimiyet, güven ve sabır içinde içsel çalışmamı
yapmanın zamanı.
Hem kişisel
hem de kolektifin parçası olarak yaptığımız o kadar spritüel çalışmanın
sonucunda değişimin olduğunu neden görmüyoruz? Aslında olan çok şey var. Her
gün topluluklarımızda, bir kişi, aile ya da tüm grup için gerçekleşmiş mucizevi
bir değişim ya da şifa hakkında öyküler duyuyoruz. Transfigürasyon uygulamasını sürdürenlein
gönderdikleri, mucizevi şifalara ilişkin öyküleri toplamaya devam ediyorum.
Fakat uygulamanıza devam etmeniz için size ilham verecek bir değişim, sizin
için kişisel olarak ya da daha geniş boyutta olmuyor olabilir.
Pek çoğumuz
mucizelerin neden kişisel olarak bizim için ya da yaşadığımız yer, şehir ya da
ülke için gerçekleşmediğini merak etmeye başlıyor. Bunun bir cevabı yok. Ruhsal
dünyada yalnızca birlik ve ışık var ve biz ilahi olana güvenebiliriz. Biçim
dünyasında ise ışık ve karanlık var. Ve karanlık bizden acı, korku ve ruhun
bizden ışımasına engel olan parçalarımızın gitmesine izin verdiğimiz
inisiyasyonların içine, Alt Dünyanın derinliklerine dalmamızı gerektirir. Walking in Light: The Everyday Empowerment
of Shamanic Life (Işıkla Yürümek) adlı kitabımda anlattığım gibi bu süreç
parçalanma, aydınlanma, yeniden biraraya gelme, yeniden yapılanma ve yeniden
oluşmayı içerir.
İnisiyenin
Aşağı Dünyanın karanlık alemlerine çağırıldığı yolculuğu çağlar boyunca
anlatılagelen dönüştürücü mitlerin, destanların ve öykülerin özünü oluşturur.
Bunlarda kişi bölünme ve parçalanmadan sonra yaşamın ışığına yeniden
döner.
Kültürümüzde
inisiyenin geçiş töreninin anlaşıldığı ve kahramanın yolculuğundan eve döndüğünde
hoş karşılandığı bir modelimiz yok. Ve bu kişilere derin kriz ve hastalık
sırasında meydana gelen değişimlerin sonrasında bu değişimleri entegre
etmelerinde yardımcı olmamız için gerçekten ihtiyacımız olan bir model.
Eğer bu bir
rüyaysa görünmez alemlerdeki yeni gerçekliği görünene örmek için sürdürdüğümüz
çalışmamızın rüyayı neden değiştirmediğini merak etmeye başlamış olabilirsiniz.
Ve inanıyorum ki yeniden doğuşun gerçekleşmesi için
gerekli olan ölüm süreci henüz tamamlanmış değil. Fakat tüm kalbim ve hücrelerimle
biliyorum ki güzelliği ve sağlığı yaşamlarımıza ve gezegenimize yeniden
getirecek sağlam bir temel ve gerçeklik örgüsü inşa ediyoruz
Şu anda çok
büyük bir teslimiyet, inanç ve azim gerekiyor.
Eğer umudunu
kaybeden insanlardan biriyseniz, kişilik/ego düzeyinde hissettiklerinizi Kabul
edin. Kaybettiğiniz şey için kendinize yas tutmak için izin verin. Ama her gün
uyanmaya ve yaşamınız için, yaşamı destekleyen toprak, hava, su, ateş (güneş
olarak) ve görünmeyen düzeylerde çalışan yardımcı ruhlara teşekkür edin.
Hem Dönüşüm
Haberlerinde hem de kitaplarımda pek çok uygulama paylaştım. Paylaştıklarım
basit uygulamalar. Bunların içinden sözcüklerinizi, düşüncelerinizi ve gündüz
düşlerinizi yenilmişlik duygusundan ilhama dönüştürmenize yardımcı olan tek bir
basit uygulamayı seçerek her gün yapmanız bile büyük birşey. Günde yalnızca tek
bir uygulama bile kalkıp, rüyayı değiştirmek için azimle çalışmayı sürdüren
diğer binlercesine katılmanıza yardımcı olacaktır.
Ve eğer
yaşamın büyümek ve dönüşmenin bir yolu olarak size acıyı sunan dönemlerinden
bireysel olarak etkileniyorsanız, içinize dönmek ve içinizi keşfetmek için
zaman ayırın. Değişim için zorlamayın. İçinize yolculuk ederek ve ilahi ışık ve
kusursuzluk olan gerçek doğanız ile birlikte olmakla güçlenmiş hissedeceksiniz.
Çünkü size etkileyen dışsal olaylardan daha fazlasısınız. Aynı zamanda insan
olarak bir büyüme yolunda deneyimler yaşayan ilahi ışıktan bir
varlıksınız.
Ağustos
ayında yaptığım bir sunumun açılışında yaptığım bir konuşmayı yaşamınız ve
çalışmanıza ilham vermesi ümidiyle paylaşmak istiyorum.
Yaklaşık 20
yıl once California’nın güneyinde büyük bir deprem olacağı öngörülüyordu. O
zamanlar Santa Fe’de yaşıyordum. Herkes kaçmaya çalıştığı için pek çok insanın
uçak bileti bulamadığını duymuştum.
Daha sonra
Santa Fe’nin yerel bir gazetesinde Los Angeles’a giderek, orada bir yer seçerek
oturup dua eden Tibetli rahiplerle ilgili çok kısa bir makale okudum. Diğer
herkes kaçarken Los Angeles’a neden geldikleri sorulduğunda, güçlüklerin olduğu
zamanlarda sorun olan yerden kaçmadıklarını, bunun yerine topluluk olarak
biraraya gelerek sonucu değiştirebilmesi için sorunlu yere güç vermek için dua
ettiklerini anlatmışlardı.
Bu beni daima
etkilemiştir. Çünkü şu an pek çok zorlukla karşı karşıyayız. Ve değişim ve
dönüşüm yaratmak için enerjilerimizi biraraya getirmemiz çok önemli. Ve aynı
zamanda sonuca teslim olmak için egosal düzeyde çalışmamızı da yapmalıyız. Ve
gelecekte böyle sorunların oluşmasını engellemek için de olağan eylemlerde de
bulunmaya devam etmeliyiz.
Spritüel,
duygusal/zihinsel ve fizikseli bu şekilde biraraya getirebiliriz.
İnsanlar
daima topluluk içinde yaşamışlardır. Ve bu da topluluk üyelerinde topluluğun,
Yeryüzü’nün ve yaşadıkları yerin sağlığını destekleyen eylem ve davranışlar
içinde bulunmak ve bu şekilde sağlıklı yaşamak için sorumluluk duygusu
yaratmıştır.
Toplumun
evriliş biçimi nedeniyle insanlar çok izole. İnsanlar topluluk özlemi çekiyor
ve bunu ne çok insanın bir topluluğa aidiyet hissi – yaşadıkları izole hayattan
daha büyük birşeyin arayışıyla katılacak workshop ve konferanslar aramalarından
görüyoruz.
Ve aynı
zamanda toplulukta biraraya geldiğimizde, topluluğu onurlandırmak ve onun gücü
ve sağlığını destekleyecek uygun davranışlarda bulunmak için içimizde derinlere
uzanmalıyız.
Ve buna ek
olarak, binlerce yıllık şamanik uygulamalardan biliyoruz ki insanlar topluluk
halinde düşünce, hayal ve spritüel dualarını birleştirdiğinde, geometrik
biçimde şifalandırıcı bir değişim meydana gelir.
Dolunay 27
Ekim’de. Haydi spritüel enerjilerimizi birleştirelim ve Yeryüzü ve tüm yaşam
için koşulsuz sevgi duygularıyla dolalım. Kendi spritüel ışığınızla dolduğunuzu
hissedin ve onun topluluğumuzun ilahi ışığı ile birlikte Yeryüzü’nün içi ve
çevresinde ışımasına izin verin.
Bizi
taşıyacak büyük bir kişisel spritüel güce ve aynı zamanda da görünmeyen
alemlerdeki şefkatli ruhların destek ve sevgisine sahip olduğumuzu bilerek,
değişim dalgalarıyla seyredelim.
Copyright 2015 Sandra Ingerman. All rights reserved.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder