23 Mayıs 2014 Cuma

FARKLI BİR SÜPERMEN HİKAYESİ

Simin Uysal

Şamanlar "gördüğümüz her şey bizim yansımamızdır" derler. Rüyaları anlamada, başlangıç için, gördüğümüz herşeyi ve tüm karakterleri kendi benliğimizin bir yönü olarak incelemek son derece aydınlatıcı olabilir. Buna iyi bir örnek olabilecek bir rüyamı paylaşmak isterim:

"İçi aydınlık fakat tanımadığım bir binanın merdivenlerinden yukarı telaşla koşuyorum. En üst kata vardığımda, büyük pencerelerin önündeki merdiven sahanlığında Süpermen'i Scarface'teki Al Pacino'ya benzer bir adamla karşı karşıya buluyorum. Süpermen'e öfkeyle saldırıyor. İlk önce onun hiçbir koşulda Süpermen'e zarar veremeyeceğini düşünüyorum. Fakat, son derece şık takım elbiseli, iş adamı görünümünde olan Al Pacino kendisinden hiç beklemeyeceğim kadar güçlü. Süpermen'in resmen pestilini çıkarıyor. Dehşet içindeyim. Süpermen yere yığılıyor. Bense başındayım. İçeri Al Pacino için çalışan yaşlıca bir kadın giriyor. Elinde bir şırınga var. Ona Süpermen'in güçlerini yok edecek bir iğne yapması talimatını vermiş. İçimden "bu herşeyin sonu olur" diye geçiriyorum. Kadın karşımda, iğneyi yapmak üzere Süpermen'in diğer yanında dizlerinin üzerine çöküyor. Gözgöze geliyoruz. Bakışları yumuşak. Bana hafifçe gülümseyerek göz kırpıyor ve Süpermen'in güçlerini yok edecek iğneyi yaparmış gibi yapıyor. Artık Süpermen'in sihrini kaybetmiş ve "normal birisi" olduğuna inanan adamla birlikte yanımızdan ayrılıyorlar.

Etrafı inceliyorum. Tek çıkış yolumuz pencere fakat çok yüksekteyiz. Aşağıda, ileri doğru uzanan muhteşem bir ova var. Tek çaremiz uçmak. Acaba Süpermen hala uçabiliyor mu diye biraz endişeliyim. Kötü dayak yedi çünkü. O sırada Süpermen yanıma, pencerenin önüne geliyor. Bana "hazır mısın uçmaya?" diye soruyor. Gerginim. Elimi tutuyor ve "gözlerini kapat, üçe kadar sayacağım ve havalanacağız, bana güven" diyor. Başka çare yok. Gözlerimi kapıyorum. Süpermen "hadi, bir iki üç" diyor. Havalanıyoruz. Uçabildiğimi yeniden hatırlıyorum ve çimenlerin üzerine yumuşak bir biçimde indiğimizde tarifsiz bir mutluluk içindeyim. Süpermen'le birbirimize bakıyoruz. Onun gözlerinde ve gülümsemesinde de mutluluk okunuyor."

Ve bu rüyadan büyük bir mutlulukla uyandım.

Rüya günlüğüme yazarken, "uzaylı oyununu" oynadım. Uzaylı oyunu, rüyadaki özellikle "ünlü" karakterleri sanki dünyayı ilk defa ziyaret eden ve onlar hakkında hiçbir fikri olmayan bir uzaylıya anlatır gibi anlatmak. Scarface'teki Al Pacino'ya benzeyen adam bence bir yetişkin. Hayatın zorluklarıyla ve acımasız gerçekleri ile mücadele eden ve hayatında sihire yer olmayan "gerçekçi" bir karakter. Süpermen ise benim çocukluk kahramanım. Benim için en önemli özelliği uçma yeteneği. Ayrıca normal hayatta sihirli yeteneklerini, beceriksiz bir gazeteci kimliği ile saklayan biri. Tertemiz bir kalbi var ve insanların iyiliği için çalışıyor. Kadın ise rüyaya ayrı bir sürpriz katıyor. İyi kalpli ve Süpermen'i koruyor. O da Süpermen gibi gizlice iyiliğe hizmet ediyor.

Elbette ki günlüğüme yazdıklarım bunlardan fazla. Kimseyi sıkmak istemem. Söylemek istediğim şey, rüya karakterlerine kendi benliğimizin farklı yönleri olarak bakmanın içgörü sağlayabileceği.

Rüyanın hatırlattığı diğer bir şey ise Sandra Ingerman'ın bir eğitimde anlattığı bir öykü. Yaşlı kızılderili bir gün torununa pek çok şeyden bahsederken şöyle diyor: "Evlat, içimde iki kurdun sürekli savaştığını hissediyorum. Biri öfke ve kin dolu, diğeri ise şefkat, iyilik ve sevgi dolu" Torun büyükbabasına "peki hangisi kazanacak?" diye soruyor. Büyükbabanın cevabı "Hangisini beslersem!"

Bu rüya beni içimizdeki çocukları, onların hayata sihirli, meraklı bakışlarını nasıl unuttuğumuz ve "acı gerçeklere" karşı savunma güdüsüyle nasıl öfkeyle saldırdığımızı düşündürdü. Peki biz yaşamlarımızda düşüncelerimiz, sözlerimiz ve tavırlarımızla neyi besliyoruz? Neyi büyütüyoruz? Benim buna cevabım, uzunca bir zamandır "Süpermen".

Rüyalarda gündelik zihnimizin ulaşamadığı içgörü, bilgelik ve şifa kaynaklarına ulaşırız. Ve onlara dikkat gösterip, çalışarak hayatımıza sihri yeniden getirebiliriz.          

Robert Moss'un dediği gibi "Uçmak için doğduk ve rüyalarda ruhun kanatları olduğunu hatırlarız." Ya da pelerini!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder